“MELENAĞZI VE YIĞILCA YOLU SIKI TAKİBİMDE”

Siyaset

Öncü TV Haber Müdürü Canan Üstüner’in hazırlayıp sunduğu, “Gündem Özel” programına konuk olan AK Parti Düzce Milletvekili Ercan Öztürk fındık fiyatlarından, köylere doğalgaz verilmesi çalışmaları, turizmden, hızlı tren projesi ve tarım alanında yapılan çalışmaları masaya yatırdı. Öztürk, Düzce’nin sanayiye doyduğunu bu yüzden tarım alanlarının değerlendirilmesinin için çalışma yapacaklarının altını çizdi. Yine fındık fiyatları ile ilgili de konuşan Öztürk, taban fiyatlarının geçen yıla oranla yüzde 62’lik bir artış gösterdiğini kaydetti. Hızlı tren projesi ile ilgili de Öztürk, Düzce’den Sakarya’nın Arifiye ilçesine kadar olan bir demiryolu hattı projesinin olduğunu belirterek, “Düzce’nin milletvekilleri olarak, Düzce’yi bir iki adım ileri taşımaya çalışıyoruz. Uzun vadede Düzce’yle alakalı Demiryolu çalışması var. Tasarruf tedbirlerine takılmayacağını düşündüğümüz için, bu olasılığı daha yüksek görüyoruz” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) tatile girmesi ile birlikte Düzceli vatandaşların sorunlarını dinleyerek vaktini geçiren AK Parti Düzce Milletvekili Ercan Öztürk, Öncü TV Haber Müdürü Canan Üstüner’in hazırlayıp sunduğu “Gündem Özel” programının konuğu oldu. Düzce’nin konularının gündeme taşındığı programda Öztürk, hizmet alanında yaptıkları çalışmaları Üstüner’e anlattı.

“Doğalgaz konusunda Düzce’ye özel bir düzenleme istiyoruz”

Özellikle köylere verilmesi planlanan doğalgaz ile ilgili çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Öztürk, “Tamamen köyleri dolaşacağız. İl başkanımız da buna yönelik bir program yaptı. Doğalgaz konuşuyoruz. Komşumuz Bolu’da bile henüz 3 ilçe ve 2 beldede hiç doğalgaz yok. Bizim tüm ilçelerimizde var. Artık köylerimizin doğalgaz taleplerini karşılamaya çalışıyoruz. Bir yönetmelik değişikliği lazım. Düzce’nin hava kirliliği nedeniyle, Düzce’ye özel bir düzenleme istiyoruz. Bu da kolay değil. Ama peşini bırakmıyoruz. Suya çok önem veriyoruz. Bu yıl itibariyle Düzce’deki köylerin su sorunlarını Sayın Valimizin destekleriyle çözmekte kararlıyız” diye konuştu.

“Turizmin sağlam temeller üzerine kurulmasını istiyorum”

Düzce’de artarak devam eden turizm yatırımlarına değinen Öztürk, "Sayın Faruk Özlü’ye ayrı bir parantez açmak lazım. Akçakoca’daki oteli Düzce’ye kazandırması, Valibey konaklarını, Aydınpınar Şelalesi’nin geldiği yer. Korugöl’de asfaltlama çalışmaları devam ediyor. Yine 5 yıldızlı oteli getirmek için protokol imzalandı. Düzce’nin çehresi değişiyor. Turizm Bakanlığımızla çalışmalarımız var. Yaylarımızın daha kolay erişilir olmasını istiyoruz. İlla turizm olsun diye plansız büyüme de istemiyoruz. Düzce’ye zarar verecek, büyükşehirlerin çöplüğü de olsun istemiyoruz. Sağlam temellerin üzerine kurumuş, planlamış tarım arazilerine de zarar vermeden bu işleri yapmak gerekli” şeklinde konuştu.

“Düzce’de fazla sanayi olmasını istemiyorum”

Düzce’nin sanayiye doyduğunun altını çizen Öztürk, “Ben artık Düzce’de daha fazla sanayi olsun istemiyorum. Ben bunu seçimden önce de söyledim, şimdi de söyleyebilirim. Düzce ölçeğinde bir şehir için 5 tane OSB yeterli. Çok stratejik alanda çalışan belli başlı fabrikalar var. Onlara yetecek alan açılabilir” ifadelerini kullandı

“Melenağzı ve Yığılca Yolu’nu sorun olmaktan çıkartacağız”

Düzce’nin kanayan yarası haline gelen Akçakoca Melenağzı ve Yığılca Yolu ile ilgili yaşanan sorunları hassasiyetle takip ettiğini anlatan Öztürk, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Yığılca yolunda viyadük tünel projesi var. İhalesi yapıldı, firmanın gelmesiyle alakalı birtakım gecikme olmuştu. Firma geldi, şantiyesini kurdu, çalışmalarına başlıyor. Yığılca yolunu ve Akçakoca Melenağzı yolunun sorun olarak konuşulsun istemiyoruz. Melenağzı’nın zeminden kaynaklı viyadükler 9-10 milyar liralık bir maliyeti var. Sık sık gündeme getirip takip ediyoruz.  Biz olayı sadece ekonomik değil insan hayatını ne kadar etkilediğiyle ilgili bir çalışma yapıp bu erguvanlarla Ulaştırma Bakanlığı’na gittik. Bu hassasiyetle takip ediyoruz.”

“Şehir içi trafiğini rahatlatacağız”

Düzce’de şehir içi trafiğini rahatlatmaya yönelik çalışmalarının olduğu söyleyen Öztürk, şu ifadeleri kullandı: 

“Düzce merkezin trafiğini rahatlatacak konular var. Önümüzdeki günlerde başlayacak Çevre Yolu’nun açılması. Biz Çevre Yolu’ nu aştığımızda zaten D-100 bizim artık şehir içi yolumuz haline gelecek. Dolayısıyla bu da merkez trafiğinin önemli oranda azalmasını sağlayacak. Kervan Metek’e geçişte bir üst geçit projesi var. Belediyemiz Ulaştırma Bakanlığı’ndan taleplerini yaptılar. Uzmanlar geldi. Takibi yapıldı. İmalatı başladığında önemli ölçüde merkez trafiğini Çevre Yoluyla ve üst geçitle birlikte çözmüş olacağız.”

“Düzce ve Sakarya’yı demiryolu ile bağlayacağız”

Hızlı tren projesi ile ilgili, “Düzce ve Sakarya’yı demiryolu ile bağlayacağız” diyen Öztürk, şu bilgilere yer verdi:

“Yüksek Hızlı Tren konusu Düzce’de uzun süre konuşuldu, tartışıldı. Bizim de siyasetimizden önceki bir konuydu. Bu konunun uzmanları şu andaki mevcut imalatı yapılan hem o güzergahta çalışma yaptılar, hem bu güzergahta çalışma yaptılar. Bizim ‘Düzce’yi, Bolu’yu bu anlamda nasıl buraya entegre edebiliriz’ diye bir çalışmamız oldu, siyasete girdikten sonra. Hızlı tren buradan geçmese bile, şöyle bir düşünce oluştu. En kötü ihtimalle Sakarya’yı Düzce’ye bağlayalım, kısa vade için söylüyorum. Bunu da ne için söylüyorum, biliyorsunuz Düzce’deki öğrencilerin tümü İzmit, Sakarya, İstanbul ‘u tercih ediyor. 6.30  - 07.00 otobüsleri öğrencilerle dolu olur. Biliyorsunuz Arifiye ‘den, her yere tren hattı var. Eğer biz Düzce’yi Arifiye’ye bağlayabilirsek Demiryolu’yla, hem o güzergahtaki öğrencilerimiz günübirlik bile gidebilirler. Yine çalışan nüfusta gidip gelebilirler. Ve bu çok ucuz bir maliyet. Tünel istemiyor. D-100’e veya otobana paralel gidebilir. Bu konuda da Akyazı, Hendek Sakarya’ya faydası olabilecek bir proje. Bu konu üzerinde bir çalışma yaptık. Gerekli yerlere ilettik. Onlarda bu konuyla ilgili çalışmalarını yapıyorlar. Düzce’nin milletvekilleri olarak, Düzce’yi bir iki adım ileri taşımaya çalışıyoruz. Uzun vadede Düzce’yle alakalı Demiryolu çalışması var. Tasarruf tedbirlerine takılmayacağını düşündüğümüz için, bu olasılığı daha yüksek görüyoruz. En kısa sürede bu hizmeti vatandaşlarımızla buluşturmak istiyoruz.”

“Fındık fiyatları ilk defa 4 doların üzerinde açıklandı”

Düzce’de fındık üreticilerinin beklentilerinin altında açıklanan fındık taban fiyatlarını da ele alan Öztürk, şöyle devam etti:

“Ben aynı zamanda fındık üreticisiyim kendi fındık bahçem var. Her fındıkçı gibi bende yaz tatilimi, fındık bahçesinde geçiriyorum. Bu fiyat 130 değil 230 olsa, emin olun en çok ben memnun olurdum. Fındığın değerlenmesi, işlenmesi, mamul haline getirilmesi ve nihai olarak piyasadan çekilmesiyle alakalı sorunu halletmediğimiz sürece, biz her yıl bunu konuşuruz. Bizim fındık çalışma grubunun da sadece fiyat belirleme üzerine bir çalışma değil, fındığın tüm sorunlarını ele alan kahverengi kokarcasından tutun, zararlısıyla mücadelesinden bütün zorluklarıyla ele alacak bir komisyon. Üretim ve satışın ayrı-  ayrı taraflarını dinledik. Tarım Bakanımızla da istişare ettik. Bütün bunları ele alıp, kapsamlı bir çalışma yapıp, fındıkçının sorununu kalıcı halde çözmekle alakalı bir çalışmamız var. Fiyat konusunda hep aklımızda şu olurdu; acaba fındık bu sene 3 doları görecek mi? Bu makul bir fiyat kabul edilir. Bu sene açıklanan ise 4 doların üzerinde oldu. Açıklanan rakam aslında, geçen seneye oranla fındık yüzde 62 arttı. Bir beklenti vardı. Beklentiyi yüzde 100 karşıladı mı? Karşılamadı, ama kötü bir fiyat mı? Asla değil.”

“Fındığa sahip çıkmamız lazım”

Fındığın Türkiye’nin stratejik ürünü olduğunu dile getiren Öztürk,“Üretici olarak kendi ürettiğimiz mamulümüze sahip çıkmak lazım . Kooperatifleşmekle alakalı bu da. Biz fındığı devlet müdahale alımında, fındık olarak alıp satıldığı sürece, bu sorunun önüne geçemeyiz. Birileri hep tekelleşir. Üretici olarak, üretici kooperatifi aracılığıyla bu fındığı son nihai mamul haline getirip, piyasadan kalıcı olarak çıkarmadığımız sürece, yani bir marka yaratmadığımız sürece, bugün A firması olur, yarın B firması olur. Bu sorun konuşulmaya devam eder. Burada FİSKOBİRLİK’in çıkardığı bir marka var. Yabancı bir firma ortak olmak istedi, ama hissenin çoğunluğunu istediği için FİSKOBİRLİK vermedi. TMO müdahale alımı yapıyor, iyi de yapıyor. Bölge olarak da bölge ekonomisini doğrudan etkileyen, çok stratejik bir ürün fındık. İhracattan bu yıl, 3 milyar dolara yakın bir gelir elde edildi. Bu arada TMO’nun açıkladığı 45 günlük ödeme takvimi aslında, maksimum bir süre. Yani baktığımız zaman, TMO geçen yıl fındık paralarını 2 hafta ödemişti. Bu yıl ödeme süresi de 45 günün altında, yani 2 hafta gibi bir zaman zarfında yapılacak. Bu konuda asla üreticilerimizi mağdur etmeyeceğiz” açıklamalarına yer verdi. 

HABER: Savaş ARI

KAMERA: Emirhan DÖNGEL

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.