YAZ SEZONU YAKLAŞIRKEN
Herkesin bildiği gibi Akçakoca’da yaz sezonunun başlamasıyla bitmesi bir olur,turizimciler kış aylarının olumsuzluklarını üzerlerinden atıp ,nisan ayından itibaren ufak ufak misafirlerine hizmete başlarlar, Bahar ayları tam bir koşuşturmacadır,kimileri yeni üniteler devreye koyma yarışındadır,kimileride bakım onarım işlerine odaklanırlar, velhasıl umutlar yüksektir, hep şunuda yaparsam çok daha fazla müşterim olur mantığıyla yenilik peşindedir tesisler.
Maalesef bütün bu çabalar, büyük ölçüde arzu edilen neticeyi vermez, hani tıpkı belgeselini izlemişsinizdir, somon balıkları bütün zorluklara aldırmadan doğdukları yerlere giderler ve en sonunda da orda ölürler. İnşallah bizim sonumuz onlar gibi olmaz.Dikkat çekmek istediğim nokta neden aynı sorunları hep yaşıyoruz,niçin bunları analiz edip çözümler üretemiyoruz?
Bilgiçlik yapmak istemem ancak konuyla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum;
Eğer turizm sadece güzel otel ve Restoranlarla olsaydı Akçakoca bugünkü konumundan daha iyi bir durumda olurdu. Genelde bu işin sorumlusu olarak tanıtım eksikliği gösterilir, kısmen doğruluk payı olsa bile, en önemli etkenin bu olmadığını düşünüyorum. Günümüzde google’a tatil yazıyorsunuz size yüzlerce tatil seçeneği sunuluyor, artık günümüzde sizin sunacak kaliteli bir malınız veya hizmetiniz varsa insanlar buna çok rahat ulaşma imkanına sahipler,o halde sorun nerde,sorun çok basit Akçakoca’mıza gelenleri yeteri kadar memnun bırakamıyoruz.kulaktan kulağa reklam en etkili reklam biçimidir, bugün facebook sayfası olmayan yok herkes gittiği yeri, memnuniyetini veya tersini arkadaş gurupları ile paylaşıyor,peki niçin gelen misafirleri memnun edemiyoruz?Bunları yazdığımızda bazı dostlarımız alınıyorlar ama artık onlarında harekete geçme zamanı çoktan geldi.Akçakoca 9 yıldır yaz aylarında kazılıyor her yıl inşallah bu son olur diyoruz ama bir türlü olmuyor, Belediyeciler Akçakoca’da alt yapı yok mecburen bu işler yapılacak diyorlar,bari yazın yapmayın diyoruz,ihale kanunları gereği buna mani olamayız diyorlar. Gelen misafirler bu tür argümanları anlamıyor veya anlamak istemiyorlar, ben tatil yapmaya geldim çile çekmeye değil diyorlar.bu gayet anlaşılır bir durum.
Daha sonra insanlar şöyle çarşı içini bir görelim diyorla bence son derece makul bir istek,bu insanlar çarşı meydanı neresi acaba derken liman mevkiine varıyorlar,ilk etapta tekneler falan otantik bir ortam ardından oranın büyük ölçüde otopark olarak kullanıldığını fark ediyorlar ve yayaların rahatça liman içinde gezinti yapmalarının mümkün olmadığını görüyorlar,heriki tarafta bariyerler ve yayalar için ayrılmış gezinti alanları yok denecek kadar az,insanlar denizin dibine kadar gidip seyretmek istiyorlar,kısacası turistler limandan ancak oradaki balık Restoranlarından istifade edebiliyorlar,
Misafirler,bari birkaç Akçakoca hatırası bir şeyler alalım diyorlar o da mümkün değil,çünkü buna yönelik satış yerlerimiz yok.Bu örnekleri çoğaltmamız mümkün ancak sezona hazırlıkların son sürat devam ettiği şu günlerde moral bozmak istemiyorum.Bu arada değerli dostum Adnan Yaman’ın bütün iş yoğunluğuna rağmen memleketi için verdiği uğraşları taktir ediyor ve destekliyorum,umarım başka arkadaşlarda bu hizmet kervanına katılırlar.
Değerli hemşerilerim memleket meseleleri ile ilgili bir fikri olan insanlar tabiî ki bu fikirlerini topluma açıklayacaklar ve gerekirse eleştiriler yapmaktan kaçınmııyacaklar,ama olayları kişiselleştirmek yada insanlara karşı hakarete varan sözler sarf etmek ve hatta tamamen uydurma argümanlarla o şahısların işletmelerini hedef almak bence sadece diplomasız cahillerin işi olsa gerek.
Turizm ve tanıtma derneği bu arada ne iş yapar diye sorarsanız,sahil projesi kapsamında yeri değiştirilen ahşap büromuz yakında Saniş tarafından bakım ve onarımı yapıldıktan sonra bize teslim edilecek ve bizde faaliyetlerimizi orada en iyi şekilde sürdürmeye çalışacağız. Herkese selam ve sevgiler.
Sinan Tezel
Akçakoca Turizm ve Tanıtma Derneği Bşk.