BİZE NELER OLUYOR, NASIL UNUTTUK GEÇMİŞİMİZİ HİÇMİ DÜŞÜNMÜYORUZ GİDECEĞİMİZ YERİ......

 TAM on üç yıl geçti aradan, o günleri hatırlar mısınız? Milli Görüş hareketinin bölündüğü, o kutlu gömleğin bir tarafa atıldığı, AKP’nin büyük vaatlerle kurulduğu günleri? Bugünün kudretli Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çay simit hesabı yaptığı günleri?

Miting meydanlarında elini cebine atıp, “Bizden bir yıl bir şey beklemeyin, ama üç yıl sonra cebinizin şiştiğini göreceksiniz” dediği günleri?

Güvenmişti size bu millet, sözlerinize inanmıştı. İçinden çıktığınız o güzel topluluğun hatırına güvenmişti. Bin yıllık geleneğin temsilcisi olacağınızı sanmıştı. Lakin üç yıl değil, tam on üç yıl geçti aradan. Siz ise asgari ücreti değil, dolar milyarderlerinin sayısını arttırdınız. Kimsesizleri, ezilmişleri, sessiz yığınları değil, ensesi kalınları gözettiniz. Fakiri ve yoksulu değil, para baronlarını kat kat zengin ettiniz. Faizin bir dünya gerçeği olduğunu kabullendiniz, faizsiz bir dünyada yaşanamayacağını herkese öğrettiniz. İddialarınızdan vazgeçtiniz, değişerek geliştiniz. Başkasının yardımıyla hayatını sürdüren, sizi görebilmek için başkalarından yol parası isteyen, sonra da köyünden kalkıp gelen üstü toz toprak içindeki ninelerimiz bile yolunuzu gözlüyor, sizlere dualar ediyordu.

Oysa yiyecek ekmekleri dahi yoktu, çocukları işsizdi, son bir umutla size sesleniyorlardı. Siz ise itibarı saraylarda aradınız. Altın yaldızlı bardaklarda kilosu dört bin liraya satılan çayları içerken hiç utanmadınız. “Varoşlardan geldik” dediniz, ama varoşları unuttunuz. Evde ekmek bekleyen evladını doyurmak için yaşayan, taşı sıksa suyunu çıkaran yiğitlerimizi taşeronların kucağına ittiniz. Birileri daha çok kazansın diye yerin yüzlerce metre altında kan kusa kusa can veren evlatlarımızın ölümünü fıtrattan saydınız. Yüksek perdeden nutuklar attınız. Şanlı geçmişimize atıflar yaptınız. Hamasî sözlerle göz boyadınız. “Beraber yürüdük, beraber ıslandık” dediniz, ama en pahalısından, en üst modelinden makam arabalarını sıra sıra dizdiniz. Sonra sağlam duvarlar ördünüz, tel örgülerle çevrildiniz, yüksek güvenlikli fildişi kulelerinizde sefalar sürdünüz. “Sen Türkiye’sin, büyük düşün” dediniz, ama milyonlarca asgari ücretliyi de açlığa mahkûm ettiniz. Lükse, şatafata, gösterişe kaynak buldunuz, fakat kendi öz milletinize üç kuruşu çok gördünüz. En yetkili ağızlarınız bile toplanan vergileri doğru harcamadığınızı söylüyor, sebep olduğunuz israfları itiraf ediyor artık.

Tam on üç yıl geçti aradan. İşte yine bir seçimin daha arifesindeyiz. Çarşıya pazara girmek yürek istiyor, fakirin sofrasında kalan son lokmalar da el yakıyor bugün. Peki, siz yine çay simit hesabı yapabiliyor musunuz?

Elinizi cebinize götürüp yine refah vaatleri satabiliyor musunuz? Hayır hayır, hakikatleri konuşmak yerine yine en iyi bildiğiniz yolu seçiyorsunuz. Yine hançerenizi patlatarak nutuklar atıyorsunuz. Yine hamasî söylevler çekiyor, yine kadim değerlerimize atıf yapıyorsunuz. Yine Çanakkale şiirlerine sarılıyor, yine şehitlerimizden medet umuyorsunuz.

Oysa rahmetli hocanız yıllar önce uyarmıştı sizi. Bu topraklarda şehidi şehit yapan mana Milli Görüş’tür. Bu topraklarda hakikatin yegâne sesi Milli Görüş’tür. Bu toprakların bin yıllık tapusu Milli Görüş’tür. Bu topraklarda kurtuluşun tek kapısı Milli Görüş’tür. Başaramadınız bayım, zaten başarmanız mümkün değildi. Artık bu millete verebileceğiniz hiçbir şey kalmadı.

Yenildiniz ve yenilgiyi kabul etmek zorundasınız. Kaybettiniz ve hepimize de kaybettirdiniz. Şarkılarla, şiirlerle, hikâyelerle buralara kadar getirdiniz ama artık yeter! Şimdi lütfen bir kez olsun esaslı bir hareket çekiniz. Lütfen daha fazla canımızı acıtmadan bu şarkıyı bitiriniz. Lütfen değerlerimizi daha fazla tüketmeden bu hikâyeyi sonlandırınız.

Evet 13 yıl sonra geldiğimiz durum yürekler acısı Borcumuz 700 milyar dolar, yıllık ödediğimiz faiz 54 milyar tl kitler satıldı tarım bitme noktasında 2002 de hayat kadını sayısı 25 bin bugün ise 125 bin sırada bekleyenler harıç, 2014 boşanan aile 140 bin nerden nereye artık yeter demek vaktı gelmedimi n zaman uyanacağız.

Lütfen bize ait ne varsa daha fazla içini boşaltmadan şu hayal sahnenizi kapatınız. Ve lütfen on üç yıldır elinizde tuttuğunuz emaneti hakiki sahiplerine bırakınız. Lütfen bayım, bu saatten sonra şu millete yapacağınız en hayırlı hizmet budur, bilesiniz. MİLLİ İTTİFAKA TESLİM OLUN SİZDE KURTULUN.

AT SAHİBİNE GÖRE KİŞNER

“Koalisyon demek kriz demektir. Koalisyon demek enflasyon demektir. Koalisyon demek işsizlik demektir. Koalisyon demek fakirlik ve iflas demektir.”

İşsizler ordusu sayısının her geçen gün arttığı;

Fakirliğin ve yokluğun kol gezdiği;

Milyonlarca asgari ücretlinin açlık sınırının çok çok altında yaşadığı; Hayata tutunmak için olmazsa olmaz sayılan en temel gıda maddelerinin bile yanına yaklaşılamadığı; Patatesin dahi beş lirayı aşarak sayın ünvanı aldığı; Hiçbir karşılığı olmayan Amerikan dolarının üç lira sınırına dayandığı ülkemizi on üç yıl yönettikten sonra Cumhurbaşkanlığı makamına oturan Tayyip Erdoğan’ın söyleyebildiği sözler bunlar.

Anlaşılan o ki önüne koyulan anket rakamlarını görünce eski partisinin oylarının düştüğünü fark eden ve milletimize aba altından sopa gösteren Erdoğan’ın sığındığı son liman bu olacak.

Oysa bu ülke Milli Görüş’ün koalisyon ortağı da olsa iktidar olduğu zamanları yaşadı.

Bu ülkede Milli Görüş koalisyonlarında Kıbrıs yeniden fethedildi. Milli Görüş koalisyonlarında ağır sanayi hamleleri başarıldı. Milli Görüş koalisyonlarında fabrika üreten fabrikalar kuruldu. Milli Görüş koalisyonlarında Amerikan üslerine el kondu. Milli Görüş koalisyonlarında denk bütçe yapıldı. Milli Görüş koalisyonlarında milletimize refah ve saadet iklimi yaşatıldı. Milli Görüş koalisyonlarında D-8 kurularak İslam Birliği’nin temelleri atıldı.

Demek ki taraflardan biri Milli Görüş olunca koalisyon demek kâbus demek değilmiş.

Demek ki Milli Görüş iş başına geçince at sahibine göre kişnermiş.

Demek ki Milli Görüş mührü ele alınca tekeden bile süt çıkarılabilirmiş.

Şu muhafazakâr beylere on üç yıldır verilen tek başına desteğin Milli Görüş’e verilmesi halinde neler yapılabileceğini, Yaşanabilir Türkiye’nin, Yeniden Büyük Türkiye’nin ve Yeni Bir Dünya’nın nasıl kurulabileceğini varın siz hesaplayın.

ÇOCUKLARA KIYMAYIN EFENDİLER


23 Nisan törenleri sebebiyle dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen çocuklar itibar sarayında Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etti.

Hep birlikte çikolatalar yendi, şarkılar söylendi, hatta Erdoğan, “Çocuklara kıymayın efendiler” bile dedi.

Pekâlâ, on üç yıldır Afganistan’da, Irak’ta ya da Libya’da bu muhafazakâr beylerin bizzat onayladığı savaşlarda kaç çocuk öldü biliyor musunuz?

İncirlik’ten kalkan uçaklar kaç çocuğun beynini patlattı hatırlıyor musunuz?

Lojistik destek verilen stratejik ortaklar kaç çocuğu yetim bıraktı sayabiliyor musunuz?

Akdeniz neden iç savaştan kaçan Libyalıların ceset tarlasına dönüştü hiç düşünüyor musunuz?

Ya da hepsini bir kenara koyun.

Allah aşkına o çocukları ağırladıktan birkaç saat sonra Yemen’deki hava bombardımanının başarılı bir şekilde hedeflerine ulaştığını nasıl söyleyebiliyorsunuz?

Körfez sermayesinin yeşil dolarları hatırına kutsanan Yemen saldırısında kaç çocuğun kanının akıtıldığını hesaplayabiliyor musunuz?

Lütfen efendiler, reel-politik planlarınız uğruna çocuklarımıza kıymayın ne olur! MİLLİ İTTİFAKA TESLİM OLUN SİZLERDE KURTULUN. SAYGILARIMLA..

Katkılarından dolayı YUSUF KANDEMİR teşekkür ediyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
akçakoca 9 yıl önce

iyi konusuyon güzel konusuyon temiz konuşuyon ama boş konusuyorsun cümle alem seni biliyor

Avatar
Murat AŞIK @akçakoca 9 yıl önce

sayin akçakoca rumuzlu arkadaş yorumuna eyvallah seni̇n düşüncen ama bi̇razcik yüreği̇n olsaymişta ki̇mlği̇ni̇ yazacak erdemli̇li̇ği̇ ortaya koymuş olsaydin.....ssaygilar....