CENAZEDE İTİNAYLA AĞLANIR
Oflu Ali’nin kurduğu ‘Cenaze Ağlama Derneği’, cenazelerde ‘ağlama’ hizmeti sunuyor. Verilen ücrete göre, istenirse 70 kişi grup halinde feryat figan ağlıyor.
Cenazede Para Karşılığı Ağlıyorlar.
Cenaze Ağlama Derneği Yönetim Kurulu Başkanısınız. Bu derneği neden kurdunuz?
"1994′te Selimiye’de caminin kapısından geçerken bir baktım adamın biri tabutun başında ağlıyor. Ama ne ağlamak. Tabutu parçalayacak. "Başın sağ olsun, Ölüye yazık olur, Böyle ağlama" dedim. Demesin mi bana 'Ben öleni tanımıyorum, parayla ağlıyorum' diye. "Yarısını ver, ben de ağlayayım" dedim, tabii adam razı olmadı. 1995′te derneği kurdum. Ekibim 300 kişilik. Hep para kazanmış, cebinde akrep olan pintiler var, servet bırakmış. Hanım da makyajı bozulmasın diye arıyor, "Ali bey, kocam evde, ağlayabilir misiniz?" diye soruyor. Ekibi yolluyorum. Camları açıyorlar. Çatıya bile çıkan oluyor. Bir saat evde, bir saat de caminin kapısında ağlıyorlar. Mahalledeki insanlar da "Ne iyi adammış, kıymetini bilemedik" diyor. Bir kişinin bir saat ağlaması 300 milyon. Toplam 16 milyar alıyoruz. Fatura da kesmiyoruz çünkü ölüye vergi iadesi yok."
Yukarıdaki fıkrayı baktığımız zam “Babasına bunak anasına moruk “ diyen bir nesil olarak yetiştik.
Mehmet Akifin “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar “ dedikleri medeniyetin batı batı diye battığını gördüğümüz bu günlerde girdiğimiz batağın çıkışını bulamıyoruz.
Mehmet Akifin nasıl vefat ettiğini bilenler vardır. Merhuma o kadar büyük bir zulüm işkence uygulanıyor ki öldüğü zaman kimsenin haberi olmasın diye kefenini üzerine bir örtü bile örtülmüyor.
Hadise şudur; Merhum Akif Mısırdan dönüşünde vatan hasretiyle yanıp tutuşacak haldedir. Vatanına gelişinde kısa bir süre içinde vefat eder. Bu ülkede yaşadığı zamanda ise yanına yaklaşacak kimseler vebalıya yaklaşır gibi bir muameleye maruz kalınca aç sefil şekilde emaneti sahibine verir.
Merhum Akif vefat ettiği zaman kimse bilmesin diye ölümü saklı tutulur. Öylemi cenazesini bile Belediye kaldırmak durumunda kalır. Bir tevafuk eseri İstanbul Üniversitesinden üç gencin Akifin vefatını öğrenip Tüm İstanbul’a yayması ile tabuta o güne kadar en güzel yakışan bir Türk bayrağı ile binlerce kişi tarafından defnedilir.
Oflu Alinin dernek kurup cenazede ağlayacak adam kiralaması gibi hayatımızın büyük bölümü kiralık bir menfaatle geçip gidiyor.
İngiliz Lortlar kamerasında bir ifade vardır.” İngiltere’nin Dostu Yoktur. Düşman ıda yoktur İngiltere’nin Sadece Menfaati vardır” şeklindedir.
Bu ülkenin kuruluşunda egemen rol oynayan İngiliz ler yıllarca bize oyun kurup senaristleri oynattılar.
Bu oyunların içinde “Bak yaramazlık yapma Allah baba yakar” diye bir kavramı işlediler bize. Hristiyanlar Allahı Haşa baba olarak bilirler. Hz. Meryem anne derler .Hz Meryem bizimde annemiz ama Hristiyan çerçevesinden baktığımı şekilde bir bakış değil tabiki bu.
İngilizler Şeyh Hüseyin’i kışkırtıp Arabistan da isyanlara başlattığı zaman Mehmet Akif Kuşçu Eşref ile o diyarlarda Osmanlıya bağlı Arap aşiretleri ile mücadele verirken Yazdığı Çanakkale şirini bu mücadeleyi verirken Arabistan çöllerinde aldığı haber üzerine Çanakkale savaşını görmeden yazacak kader bu mücadeleyi hissetmiş bir mana adamıdır.
İngiliz ve Emperyalistler Bu millete “Arapsaçına benzedi” derken “Anladıysam Arap olayım” ile Arap milletine karşı bizde düşmanlığa öğrettiler. Yine Bu Misyoner Siyonist gelenekler “Köpeklere Arap” ismi koyduracak kadar bizi birbirimize düşman ettiler.
Unutulmamalı ki Biz e Osmanlıya İhanet eden Arap aşiretleri İngiliz’in destek ve altınları ile bize ihanet etti. Biz İhanet edeni düşman İhanet ettireni ise Dost bildik yıllarca.
Öyleki İngilizler İlk defa Bize Kudüs’ten saldırmışlar önce Kudüs’te mücadele başlamış ama o devrin Yıldırım orduları komutanı gerekli mukavemeti göstermeden Kudüs’ü teslim edercesine Kudüs’ten Osmanlı ordusunu geriye çekip dağıtmıştır.
Bire mecnun senin işin ne bunlarla senin haddine mi bunları yazmak başka işin yokumu diyenleri duymaya başladım.
Yıllarca Okullarda Türküm Doğruyum Yasam Küçüklerimi sevmek Büyüklerimi saymak yurdumu milletimi sevmektir diye yeminler ettik. Ne doğru olduk ne küçüklerimize sevdik nede büyüklerimizi saydık. Niye bu kadar yeminden sonra yükselemedik medeniyet seviyesine çıkamadık….
Çıkamayız. Çünkü yıllarca okullarımızda yontma taş devri, cilalı taş devri, boyalı taş devri diye saçma sapan eğitim sistemi ile milletimizin evladının beynini uyuşturduk. Allaha inanmayan Ateist Darvin teorisindeki insanın maymundan dönüşüm yaptığını bu milletin evladına öğrettik. Ama Hristiyan alemi çağdaşlık adına bize bunu dikte ederken kendi eğitim sistemine Havva ve Ademden başladı.
Bugün bu toplumun kültürüne, geleneğine, ruhuna ve inancına yıllarca tecavüz edilmiş bir yapıdan ruhun, kültürün ve imanın küllerinden doğduğu bir güne geldik.
Geldik te bu geliş öyle kolay bir geliş olmadı. Gerek İnancımıza, gerek Kültürümüze gerekse ruhumuza Misyoner ve Siyonist düşüncenin kalıntıları ile geldik.
Bugün Osmanlıyı dizide anlatıp uçkur sevdasına mahkûm eden Muhteşem Yüzyıl Yazarı Meral Okay denilen kişinin Ateist bir kafir olduğunu bilmek tüylerimizi ürpertiyor.
Hani Sultan Süleyman bir otağ kurar. Otağın direğinin altındaki karıncalar Sultanı rahatsız eder. Sultan Süleyman ise karıncaları etkisiz hale getirmek için fevta ister Şeyhülislamdan. Şeyhülislam ise” Yarın Hakka varınca. Süleyman’dan Hakkını alır Karınca” şeklinde cevap verir. Koca Sultan otağını karıncaların yuvasının üzerinden kaldırır. Bu kadar Büyük olan Sultanı harem Hürrem’e Mahkûm eden zihniyet kafir bir zihniyettir. Âmâ bu zihniyet maalesef bugün İçimizdeki İngilizlerin vasıtasıyla İslam Ülkelerine “Osmanlı Propagandası” olarak sunulup tv lerinde izletiliyor.
Oflu Alinin makaralı bir şekilde yukarıda anlattığı hal birgün toplumun bütün katmanlarında yaşanılmasını arzu etmiyorsak Milli manevi ve Kültürel değerlerimize sahip çıkalım.






 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.