ÇEŞME Mİ AKÇAKOCAMI?

 Ramazan dolayısıyla işlerimin yavaşlamasını fırsat bilerek 4-5 günlüğüne Çeşmeye kaçtım,10saatlik uzun bir yolculuk sonrası şehir merkezine 2 km uzakta bulunan otelimize vardık. ilk işimiz hemen mayolarımızı giyip denize atlamak oldu, uzun zamandır böyle bir deniz görmeye hasret kalmışım, pırıl pırıl kum taneciklerini sayıyorsunuz, bana kumsalları ile ünlü Balear takım adalarını anımsattı. Otelimizde yerli ve yabancı turistler genelde çocukları ile birlikte tatil yapıyorlardı vede mutlu bir havaları vardı, anlaşılan denizin güzelliği, otelin havuz, aqua park ve diğer imkânları insanları büyülemişti.


Ancak bu ilk saatlerdeki heyecanım akşam yemeği ile tam bir kâbusa dönüştü zira açık büfede bize hitap edecek bir şey bulmak imkânsızdı. Zeytin ve karpuz patronun tarlasından, tavuktan başka et yok(belki patronun tavuk çiftliğide vardır),her şey dahil sistem ancak bir tek şey buna dahil değil oda soğuk su 5 tl şişesi. Ama bravo hiçbir şeyi ziyan etmiyorlar, akşam tavuk döner, ertesi gün öğlen tavuk yemeği, gündüz salatalık domates söğüş akşama çoban salata ama içinde benden başka her şey var, son olarak sabah kahvaltısı tamamen otantik,gofret,TÜRKİŞ lokum ve bisküvi,bunlar sabah kahvaltısının en önemli kalemleri.


Tatil süremiz kısa olduğu için çevreyi çok fazla gezemedik, sadece bir gün öğleden sonra şehir merkezini gezdik, sahildeki tekne turları dikkatimizi çekti,7 saat sürüyor birde öğle yemeği ikram ediyorlar fiyat kişi başı 30 tl çok enteresan ancak çocuklarımız için çok uzun diye cesaret edemedik. Turdan dönen gurupları gördük herkes halinden son derece memnun görünüyordu.


Kısacası 4-5 günlük Çeşme gezimden izlenimlerim böyle. Şimdi yazımın başlığına dönmek istiyorum, başlık çok iddalı, ancak aklım başımda bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Müsaadenizle birkaç mukaseye ile konuya girmek istiyorum,


Her şeyden önce Çeşmeye yaklaşık 10 saatte varıyorsunuz, az yol değil yanınızda çocuklarınızla bu daha da zahmetli ve uzun zira nerede ne zaman durulacağına daha ziyade onlar karar veriyorlar, aksi taktirde arabada curcunadan duramazsınız, Akçakoca Ankara ve İstanbul’a 2.5-3 saat mesafede oldukça makul bir süre.Artık modern ailede genelde bay ,bayan çalışıyor ve çocuklarında kursları veya sosyal aktiviteleri zamanlarını büyük ölçüde alıyor.Ailece tatile çıkmadan önce herkese uyan bir zaman bulmak gerekir,hadi diyelim buldunuz,gidilecek yer konusunda karar vermek en zoru,anne baba iş yoğunluğundan bunalmış muhtemelen kafa dinlemek istiyordur oysa çocuklar veya gençler,gündüz deniz veya havuz akşamda arkadaşlarla aktivitelere katılmak isteyeceklerdir.Evet ya bütün aile fertlerini az veya çok memnun edecek bir ara formül bulunacak veya güçlü olan kazanacaktır,Akçakoca yakınlığı dolayısıyla bir puan alıyor zira anne çocuklara  Akçakoca çok yakın sıkılırsanız 1 gece kalır başka yere gideriz diyerek  ikna edebilir.Tabii aktivite konusunda ve tesis seçenekleri konusunda Çeşmenin imkanları kesinlikle Akçakoca’yla kıyaslanamaz,bu eksikliğimizi zaman içersinde bilinçli bir çalışmayla yavaş yavaş gidermeliyiz.Akçakoca’da insanlar nasıl vakit geçirecek ne gibi aktiviteleri sunabiliriz konusunda turizm sektöründeki aktörler ve özelliklede yerel yönetim,mülki amir birlikte çalışmalıdır.Akçakoca’nın öne çıkan özelliği doğal güzellikleri ,o halde bu güzellikleri her şeyden önce en iyi şekilde misafirlerimizin hizmetine sunmak biz Akçakocalıların görevi olması gerekir.


-Çeşmede hava sıcak hatta bazen bunaltıcı, klimasız uyumak nerdeyse imkânsız. Camları açtığınızda sivri sineklere yem olma ihtimaliniz oldukça fazla, oysa Akçakoca sanki doğal klima, akşamları kıfır kıfır eser, Akçakoca bu konuda 1 puan daha aldı.


-Gelelim bu her şey dahil sisteme, Akçakoca henüz bu hastalığa bulaşmadığı için bence çok şanslı, adamlar çarşı Pazar en ucuz ne varsa toplayıp önünüze koyuyorlar ister ye ister yeme, savunma hazır bu fiyata ancak bu verilir. Ama asıl üzücü olan o işletme mantığı, insan kendini tuzağa düşmüş hissediyor. Karpuzun ve suyun ılığını ilk defa orda gördüm. Gerçekten Akçakoca turizmin bu kanser vakasıyla tanışmadığı için şanslı. Bu konuda yapmamız gereken, kişiye odaklı hizmet, butik tarzdaki işletmelerle bu konuda başarılı olabiliriz, işletme prensiplerimizi açık bir şekilde afişe edip bunun üzerinden insanları anlamaya çalışmamız gerekir, müşterinin her dediği olacak diye bir şey yok ama hiç kimsede göz göre aldatılmış olmak istemez, her türlü alkollü ve alkolsüz içki fiyata dahil tek ekstra soğuk su, bunu anlamak zor.


-Gelelim fiyat konusuna;1 çift terlik için benden Çeşmede 200 tl para istediler, gerisini siz düşünün. kaldığımız tesisin havuz başı bar snack bar plaj bar gibi üniteleri vardı,10 tane 5x10 üzerini hasırla döşemişler al sana bar, Akçakoca’da bu sistem mümkün değil ilk fırtınada hepsini denizden toplarsın,bizde açılır kapanır cama ,açılır kapanır çatılara ihtiyaç var bunlar pahalı sistemler,bizim yazımız kısa ısıtma daha maliyetli,Çeşmede turizm sektör olduğu için personel,sabit maliyetler,yiyecek içecek konularında bize göre daha şanslıdırlar.


Kaldığımız otelin önünde adam iskelesini yapmış, misafirler gayet mutlu bir şekilde denizden istifade ediyor, oranın kanunu ayrımı, burada neden tesislere bu imkanlar sunulmuyor çok merak ediyorum. Bu konularda önümüzü açmak herhalde politikacılarımıza düşüyor. Fiyatlar konusunda şunu söylemek istiyorum, önemli olan sunduğumuz hizmeti ve fiyatını açıkça müşterimize aktaralım, pahalı bulursa o hizmeti o işletmeden almaz yan tarafta daha uygun veren yere gider yeterki fiyatlarımızı ve sunduğumuz hizmeti açıkça afişe edelim.


-Gelelim denize, Çeşmede deniz 10 numara, birçok olumsuzluğu emin olun unutturacak kadar güzel, pırıl pırıl, .Akçakoca bu konuda kıyas kabul etmez, tabii ki burası Karadeniz, daha hırçın olur, daha derin tamam ama denizin üzerindeki köpükleri neyle izah edeceğiz, Çeşmede neden 1 tane köpük yok, bu konuyu sorumlu dostlarımızla paylaştığımızda, her hafta ölçüm yapılıyor denizimiz gayet temiz diyorlar, peki biz gözümüze mi inanalım yoksa sizin ölçümlerinize mi? Lütfen bu konuda kendimizi sorgulama erdemine haiz olalım.


Bizim kale plajımız mavi bayraklı ise Çeşmeninkiler mavi boncuklu plajlar, duşu WC si olmayan, soyunma kabini olmayan kumsallarımıza plaj demekle kendimizi kandırırız, bu konudaki ayıplarımızı en kısa zamanda gidermek zorundayız, en ufak bir dalgada çamur gibi olan ve poyraz estiğinde denize girilemeyen Akçakoca’mızda bu sorunları çözmeye yönelik çalışmaları başlatmalıyız, çözüm mutlaka var, önemli olan bu çözümleri bulup çıkartmak. Bunu yapmanın kolay olmadığını biliyorum,tek istediğim samimi olalım,sorunlarımızı paylaşmasını bilelim ve çözümü birlikte arayalım.


Sonuç: Umarım Çeşme Akçakoca kıyaslamam komik olmamıştır ancak şu kadarını söyleyeyim, ben Akçakoca’yı Karasu, Kocaeli veya Amasra gibi son zamanlarda kendine bu sektörde yer arayan veya ilerleme kaydetmiş yerlerle değil Bodrum, Marmaris ve Çeşmeyle kıyaslamak istiyorum.


Akçakoca’dan bir şey olmaz, burada turizm olmaz, buranın halkı turizme yatkın değil, buranın denizi iyi değil diyenleri çok duyduk, bunların büyük bir bölümü doğru bile olsa, bunları ulu orta söyleyerek pirim yapmak isteyenler aslında Akçakoca’ya hizmet etmiyorlar. Bence bu sorunların bilincinde olarak çözüm yollarına odaklanmamız gerekiyor. Sinan TEZEL


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.