Dombra müziği gündeme gelince bazıları “İşte onu çalmayacaktınız” dediler Ak partiye.
Bu şarkının çalınması o kadar ağırlarına gitmişki çok dertlenmişler.
Peki nerden çıktı bu dombra.
Dombra Müziğinin Efsanesi ise şöyle hikaye edilir. Cengizhan'ın büyük oğlu Joşıhan ava çıkar. Yaralı ceylanın peşini kovalarken vefat eder. Oğlundan habersiz kalan Cengizhan onun öldüğünü sezerek "Kim bana bu acı haberi söylerse onun boğazına kurşun dökeceğim." der. Cengizhan'ın sertliğinden korkan vezirleri haberi vermeye cesaret edemezler. Buna daha çok sinirlenen Cengizhan tüm kahrını, acısını halktan çıkarmaya başlar ve halka zulmeder.
Bu kadar ağır eziyetin altında kalan halkını bu ıstıraplardan kurtarmak ümidiyle Kerbuğa-küyşi Hanın huzuruna gelir, bildiklerini gizlemeden anlatmasını ister. Kerbuğa da bildiklerimi ben değil iki telim anlatsın der; "Aksak Ceylan" küyünü yazar ve dombırasıyla Cengizhan'a anlatır. Küyde Hanın katılığı, acımasızlığı, halkın çektiği ağır işkenceler, avcılık hayatı ve Joşıhan'ın ölümü anlatılır.
Bunun hepsini çok iyi anlayan Cengizhan, Kerbuğa'nın boğazına kurşun dökülmesini emreder. Fakat Kerbuğa acı gerçeklerin kendisi değil dombrasının ağzından çıktığını söyler. Böylece kurşun dombıranın gövdesine dökülür. Sıcak kurşuna dayanamayan dombıranın birkaç teli kopar, eskiden altı tel olan Dombra şimdi iki tel olarak çalınıyor.
Dikkat edenler hatırlar. Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğu gözaltına alınan görüntülere iyi bakalım. Paşayı 34 BOR 06 plakalı bir araçla gözaltına alıp mahkemeye götürmüşlerdi.
Hadi Paşa silahlar için Boru bunlar demiştiya bir açıklamasında.
Al sana boru derler gibi 34 BOR 06 plakalı bir minibüsle aldılar götürdüler paşayı.
O günlerden 17 Aralık operasyonunda dombra müziği ilginç bir gizemle gündeme geldi.
17 Aralıkta hükümete darbe yapmak için yola çıkan paralel yapı Cengizhan ın Savaş Marşı olan müziği Başbakanın oğlunu Kısıklıya almaya giden Özel harekatçıların son ses çalarak gittiği iddia ediliyor.
Bu müzikli kısıklıya giremeyen parelel yapının özel harekatçıları aynı müzik eşliğinde kapana kısılıp ilgili birimler tarafından gerekli muameleyi görmüş.
İlker Başbuğ u bor plakalı araçla taşıyan paralel yapı kısıklı yolunda dombra müziği ile farklı ama aynı amaca hizmetle ayrı bir operasyonda amacına ulaşamadı.
Merhum Ecevit in” Bize Bu apoyu niye verdiler anlamış değilim” sözünü hatırladım şimdi. Ecevit'e Apo yu paket servis yapıp teslim eden bu paralel yapı Aynı Ecevit i Türkiye nin menfaatleri ne karşı hassasiyetinden dolayı kıçına bez bağlayacak hale getirdi.
Ülkede din adına ahlak adına eğitim adına yüzyıllardır süren ihanet şebekesinin farkı bir yüzünü görüyoruz.
Bu yapı ilçede de kendini gecelerde kulislerde gösteriyor.
Bu yapıya dokunanlar bir zamanlar yanıyordu. Yandığı zamanlar ben 2011 Genel seçimlerinde Dinler Arası Dialog ihaneti başlığı altında bir yazı yazdım.
Parelel ihanetin Akçakoca Uzantıları ise bugün can hıraç Ak partiye karşı mücadele içindeler. Beni kimsenin yanında değilim ama birde aba altından sopa göstermeler yokmu. 
Biz bunların paşalarından tırsmadan bildiğimiz yolda ilerlemişiz. Maşalarındandı tırsacaz. Ne yaptıysak neye inandıysak bunun karşısında ne bedel varsa öderiz. Bu memlekete parelel bedel ödetmeye kalkanlara kadar sonuna kadar dünyalık tüm değerlerimizi feda ederek bedelini de ödetiriz.
Parelenin elindeki kolundaki güçlerin bize taktir ettikleri her türlü yaptırımın ve yapacakları her türlü yaptırımın karşsındada bedeli ne olursa olsun dururuz. Duracağız bu bizim inancımızın elifidir bu böyle biline.
Gelelim Başbakanın bu müziğe neden seçtiğine.
Cengizhan ve Göktürklerin Savaş marşı olarakmı seçti Türklerin yeniden dirilişinin sembolü olarakmı setçi bilmem.
17 Aralık İhtilal operasyonunda operasyon timlerine “Demek Dombra ha al size dombra” dercesine mi seçti onuda bilmem.
Ama bilinen bir gerçek varki 2011 seçimlerinde Vatikan ve İsrail projesi Dinler Arası Dialog uydurmasına karşı dik Duran Mhp ye oy vermiş bir kişi olarak bugün Başbakanın dombra müziğiyle durduğu yerden başka kendime duracak yer bulamadım.
Köylünün biri ilk kez pazara iner.Yol iz bilmez köylüdür hani.Temiz saftır. Sigarasını yakacak tır ama yakacak kibriti yoktur cebinde. Bir paralelcinin yanına gider. Arkadaş şu sigaramı yakarmısın der. Paralelci ise elindeki el fenerini tutar sigaraya. Bekler durur köylü.Çevrede toplanır vatandaş. Paralelci idişini yapmaktadır köylüyle. Köylüyü bu şekilde rencide eden vatandaş dayanamaz köylüyü ikaz eder.
Ah bire saf adam seninle dalga geçiyor elektrik feneri ile sigara yanmaz der.
Köylü ise” Ben paralelcinin yaptığının farkındayım. Pilinin bitmesini bekliyorum” der.
Pilleride bitecek inlerinede girilecek. Kimsenin düşüncesi endişesi olmasın.


KASAP ET KOYUN CAN DERDİNDE

Seçim sathındaki adaylara baktıkça hem gülüyor hemde gülünecek hale ağlayacak hale geliyorum.
Şimdi Düşünün Siz Fikret Albayraksınız. Beş yıl hizmet etmişsiniz. Sahil projesini bitirirse seçimi kazanır Albayrak diyorlardı. Sahil Projesini yaptı. Mahalle yolları araçların canını alsada çınar yolları idare eder. Terminali yapıp hizmete sundu. Sky Tower Otelini Akçakoca ve Karadeniz turizmine kazandırdı.
Şimdi kapı kapı dolaşıp hizmet ettiklerine ve hizmet edeceklerine hizmet etmek için maddi manevi çaba içinde.
Okan Yanmaz sonradan olma değil anadan doğma siyasetçi. Efsane belediye Başkanı Hüseyin Yanmazın oğlu. Akçakoca da 400 yakın daire yapmış satmış kimseyle ihtilafa girmemiş. Gel sen bu kadar kazancı işi bırakıp Akçakoca ya hizmet etmek için kapı kapı dolaş.Yanmaz tarihi bir çalışma örneğiyle seçim çalışmalarını prof tezi yapacaklara tez oluşturacak bir çabanın içinde. Madden manen tüm gücüyle size hizmet etmek istiyorum çabasında.
Cüneyt Yemenici ise Eczanesini açmış. Baba kuyumcu dükkanında dünyalık çaba içinde. Cüneyt Yemenici de gece gündüz demeden yağmur çamur demeden elinde broşür dilinde hizmet etme derdiyle sahada çalışıyor. Kısa zamanda kaşar siyasetçilere taş çıkartacak performansı ile ilacın altının derdini unutmuş hizmet etme heyacanını anlatıyor.
Hale bakın siyaset ve koltuk neler yaptırıyo insana.
Bu arada herkes adayların çalışmalarda harcadığı paralardan bahsediyor.
Lokantacısından kuaförüne gazetecisinden Çaycısınca kadar herkes seçim zamanının geçiminde faydalanıyor.
Ama bilinmesi gerekirki kim gelirse gelsin bu paralar bu milletin cebinden çıkacak.
Otellerdeki kahvaltıdan birebir hastane masrafları, kira tüp parası gibi verilen yardımlar bile bu milletin kasasından çıkacak.
Burdan bu adaylar kendi madde manevi menfaatleri için bu harcamaları yapıyorlar anlamı özellikle çıkmasın.
Ancak isin enterasanı şu. Bu adaylar bu kadar çabayı heyacanı kendi işlerinde harcasalar kazandıklarının belki on katını kazanırlar.
Siyaset virüs gibi. Ne madde ne mana hepsini feda ettiriyor.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Dombra Diriliş Şahlanış 11 yıl önce

aslına dönüşün şarkısı marşı ne derseniz deyin... türkler yeninden dünyanın büyük gücü olacak... kimse bu gidişi durduramayacak... ne paralel yapı ne de paralel yapının paralelleri...

Avatar
cüppeli ahmet hoca.... 11 yıl önce

hoca ahmet cüppeli ne diyor sadullah beycim ... dinsizi donsuzu girmiş aramıza diyor :) o donun bir de lastiği var ....akıllara zarar.....