Öne Çıkanlar Analiz Halkın Nabzı SAPAK OTOMOTİV ölüm domuz eti skandalı UYGAR OTOMOTİV

Bu haber kez okundu.

İHALEYE KATILANLAR DA AĞIZ BİRLİĞİ YAPTI: SÜREÇ DEVAM EDİYORDU

Tüm Düzce kamuoyu, ilk kez Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın, Yorumlu-Yorum programında ele aldığı Kızılay Düzce Şubesi tarafından gerçekleştirilen, Ensar binasının satışını konuşuyor.

Düzenlenen ve pazarlık usulü ile yapılan ilk ihalede 53 milyon 850 bin TL ile maliyetinin çok altında değer biçilen binanın Muhammed Erzurum’a satılmak istenmesi tepkileri de beraberinde getirmişti. Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın konunun üzerine gitmesinin ardından Kızılay Genel Başkanı Kızılay Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Öncü Medyaya gönderdiği açıklamada, ihalenin iptal edildiğini duyurmuştu.

Halkın sesi olan ‘Öncü Haber’in üst üste yaptığı yayınlar ve oluşturduğu gündem sonrası kuruluş amacı insani yardım olan Kızılay’ın zarar etmesinin önüne geçildi. Son düzenlenen ihaleye katılan İş İnsanı Levent Esen’in fiyat yükseltmesi üzerine, Muhammed Erzurum fiyatı 74 milyona çıkartmak zorunda kaldı. Bununla birlikte 53 Milyon 850 bin TL’ye satılmak istenen binadan Kızılay Düzce Şubesi’nin kasasına 20 milyon fazla para girmiş oldu. 

Tepkilerin odağındaki Kızılay Şube Başkanı Halil Aydın suskunluğunu bozdu

Ensar binası ile ilgili tepkilerin odağına oturan Kızılay Düzce Şubesi Başkanı Av. Halil Aydın sessizliğini düzenlediği basın toplantısı ile bozdu. Yanına ihaleye giren Muhammed Erzurum ile iş insanı Levent Esen’i de alan Aydın, “İhaleyi Genel Merkez düzenledi” diyerek topu Genel Merkezin üzerine attı. Aydın, “Kızılay Düzce Şubesi ve Kızılay Genel Merkezi tarafından yapılan bir ihale ile ilgili bilgi kirlilikleri oldu. Bizim de süreç içerisinde yaptığımız bir basın açıklamamız vardı ve ihale sürecinin devam ettiğini, sonuçlanması noktasında kamuoyunun bilgilendirileceğini ifade etmiştik. Dün itibari ile ihale sürecimiz tamamlandı. Burada özellikle gündeme gelen bir takım konularla ilgili ihale sürecine dahil olan ve ismi geçen arkadaşı buraya davet ettim ben. Aslında ihale sürecine dahil olan başka isimler, Düzceliler ve il dışından olanlar da vardı. Ama özellikle kamuoyuna isimi düşen ve bir takım spekülasyonlara karıştırıldıkları için isimleri ben bu arkadaşları da davet ettim” dedi.

“Satıştan elde edilecek gelirle huzurevi yapılacak”

İhalenin amacının, bina satışından elde edilecek gelirle Düzce’ye yeni bir huzurevi kazandırmak olduğunu savunan Aydın, “Biz bu binayı 2018 yılında kendi Kızılay Düzce Şubesi’nin öz kaynakları ile satın aldık. Burayı satın almamızdaki asıl gayemiz de, şu an şehrin merkezimize sıkışmış, şu anda ihtiyaçlara karşılık veremeyen ve otopark sorunu olan kan merkezimizi buraya taşımaktı. Ancak süreç içerisinde bunu gerçekleştiremedik. Gerçekleştiremeyince, bu süreçte binamız atıl kaldı. Malum Kızılay’ımızın bünyesinde Akçakoca’da bir huzurevimiz var. Bu huzurevinin depreme dayanaklı olmadığı anlaşılınca, biz burası ile ilgili yeni bir proje yaptırdık ve dönüştürülmesi gerektiğine karar verildi. Bu süreçte huzurevimiz kademeli olarak Kaynaşlı ilçesine taşındı. Bu binadan elde edilecek geril, huzurevi inşaatında kullanılacak gelirle yönetim kurulu kararı ile ihale süreci başladı. Bununla ilgili 2 tane çok ciddi görüştüğümüz iki tane bağışçımız var. Bunların teklif ettiği fiyatlar ve buradan gelecek gelirle birlikte Akçakoca huzurevinin en azından inşaatının bitirilebileceğinin müjdesini verebilirim.  Şu andaki mevcut kapasitesinden çok daha fazla kapasiteli, çok daha modern bir huzurevi inşallah yapacağız orada. Biz bu amaçla yola çıktık” ifadelerini kullandı. 

"Binanın satışı için 2 kez ihaleye çıkıldı”

Binanın satışı için iki kez ihale düzenlendiğini ancak bu ihalelere katılım olmadığını ifade eden Aydın, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Burasının ihale süreci Haziran ayı itibari ile başladı. Bir defa ihaleye çıktı, bu ihaleye iştirakçi olmadı. Temmuz ayında ikinci bir ihale gerçekleştirildi, bu süreçte de teklif veren olmadı. Ama öncelikle buradaki bilinmesi gereken husus şu; burasının ihale süreci en başından en sonuna kadar, Genel Merkez Gayri Menkul yönetimi tarafından gerçekleşti. İhalenin hiçbir aşamasında, kıymet takdirleri de dahil Düzce şubenin dahili olmadı. Tamamen genel merkezimin inisiyatifi ve onların çalışması doğrultusunda gerçekleştirildi. Genel merkez burasının ekspertiz değerlerini ve rakamları, diğer bütün Türkiye’deki gayrimenkullerde olduğu gibi Kızılay, profesyonel denetim firmalarına yaptırır. Burada ki en büyük pay da Ankara Üniversitesi bünyesinde olan değerlendirme firması tarafından yapılmaktadır. O zaman belirlenen bedel ise 53 milyon 850 bin TL civarında bir rakamdı. O rakamlar üzerinden ihaleye çıkıldı, her iki ihaleye de teklif veren olmadı. Her iki ihaleye de teklif veren olmamasının akabinde de Kızılay’ın şöyle bir kararı oldu; belirlenen bedelin altında olmamak kaydıyla pazarlık usulü burası satılabilir. Ancak, yönetmeliğin ve tüzüğün buna cevaz vermesine rağmen, genel merkez gerekirse üçüncü bir ihale yapalım, süreci takip edelim, teklif verenler olursa, yeniden yeni bir ihale başlatılabilir düşüncesindeydi. O aşamada, altını çizerek söylüyorum çünkü bu süreçte teminat yatırıldı, satış gerçekleştirildi gibi bir anlam çıkartılarak yapılan haberler var. Bunu tekrar söylüyorum; Levent Eser, binanın bedeline yakın bir teklif verdi, belirlenen muammen bedele yakın da teminatını yatırdı. Başka teklif verip de teminat yatıran arkadaşlar da var. İhalenin sonuçlanmasına 10 – 15 gün kala, ihalenin devam ettiği süreçte de Muhammed Erzurum firması adına bir teklifte bulunup, yine muammen bedele yakın teminatını yatırdı. Bu süreç devam ettiği esnada, sanki süreç bitmiş, yer bu rakama satılmış gibi hepimizin duyduğu, şahit olduğu, gördüğü haberler oldu. Kamuoyunun yanlış bilgilendirildiği ve yanlış yönlendirildiğini gördüğümüz için, bu noktada sadece, ihale sürecini de etkilememek adına, çok fazla ayrıntıya girmeden, ihale sürecinin devam ettiği, sürecin aslında genel merkez tarafından takibinin yapıldığı ve sonlandırılacağı, ihale sürecinin sonunda da yeniden kamuoyunun bilgilendirileceği söylenmiş olmasına rağmen, bunun birilerine peşkeş çekildiği, ucuza verildiği, Kızılay mallarının talan edildiği şeklinde bir algıyla siyasi mekanizmada harekete geçirildi. Ankara’da Genel Merkez’e sanki mecliste soru önergesi verilecek kadar kamuoyu manipüle edilmeye çalışıldı. Biz yine sabırla bekledik, çünkü ihale süreci bitmemişti. Biz ihale sürecinin tamamlanmasından sonra kamuoyuna gerekli bilgilendirmeyi yapacağımızı ifade etmiştik ve bunu bekledik. Kamuoyuna yansıyan fiyatlar doğrudur, en son teklifi veren Muhammed arkadaşımızdır ve 74 milyon bir bedelle ihale sonuçlandı. Biraz daha düşük bir fiyatla son teklifi veren Levent Esen arkadaşımızdı. Şimdi bu ihale sürecinin tamamlanabilmesi için Genel Merkez Yönetim Kurulu’na sunulacak. Genel Merkez Yönetim Kurulu bu ihaleyi onaylarsa, resmi işlemler tamamlanıp, tapu işlemleri bitirilecektir. Henüz sonuçlanmış bir durum da söz konusu değildir. Aslında biz bu toplantıyı, Yönetim Kurulu toplandıktan sonra, bu süreç tamamlandıktan sonra yapmayı yeğlerdik. Ancak dün akşam gördüğümüz bir takım haberlerle böyle bizi de aşağılayacak şekilde, sanki Kızılay’a sayelerinde 20 milyon bağış yapılmış, bu binanın sanki onun sayesinde yüksek fiyatlara satılmış gibi haberler de gelince, bunun da doğru olmadığını söylemek için bu toplantıyı düzenledik. Kamuoyuna doğruları söylemek için biz buradayız. “

“Maliyetinin çok altında satılıyor denen bina şu an tam 18 katına çıktı”

Aydın konuşmasına şöyle devam etti:

“İhalenin en başında gerek ulusal basında, ilanlar çıktı. Binaya büyük bir satılık tabelası asıldı, gayri menkul alım ve satım sitelerinde de bunlar yayımlandı ve Türkiye’de bir çok kişi bu bina ile ilgilendi, buraya elemanlarını gönderdi. Eğer karlı bir yatırım olduğunu düşünselerdi teklif vereceklerdi. İçlerinden birkaç tanesi de teklif verdi aslında. Bu bina ile ilgili genel merkezde bir takım görüşmeler yürüttüler.   Yaklaşan bir kongre sürecimiz var, bu kongre sürecinde gerek beni gerekse de yönetim kurulundaki arkadaşları manipüle etmek adına böyle bir iftiraya maruz kaldığımızı düşünüyorum. Diğer arkadaşlarında mutlaka kendine özel sebepleri vardır, onlar kendileri izah ederler. Bu konuda kamuoyunun merak ettiği sorulara cevap vermeye de hazırız. Şeffaf bir süreç yürüttük, neticede bize maliyetinin çok altında satılıyor denilen bina, şuan tam 18 katına satıldı. Geçen süreç içerisinde ne kadar akıllı bir yatırım yaptığımızı sadece buradan anlayabiliriz. Biz Kızılay Yönetim Kurulu olarak, asla Kızılay’ı zarara sokmadık. Bahsedilen bedelden satılmış olsaydı dahi, burası bize maliyetinin 12 katına satılmış olacaktı. Dolayısıyla biz hiçbir zaman için Kızılay’ı zarara sokmadık. Bize gelen her kuruş bize emanettir. 6 yıllık görev sürem boyunca, Kızılay’ın temel ilkeleri doğrultusunda tarafsız kalarak, hiçbir siyasi kimliği ön plana çıkarmadan yardıma ihtiyacı olan herkese, yardım etmek için gayret sarf ettik.

Düzce Benim görev sürem içerisinde 2 tane sel felaketi yaşadı. Batı Karadeniz Bölgesi 3 tane sel felaketi yaşadı. Kendimiz bir 5.9 şiddetinde deprem yaşadık, Türkiye büyük bir felaket yaşadı. Düzce özelinde, özellikle Yığılca’da 5-6 tane büyük yangın meydana geldi. Türkiye’de büyük orman yangınları oldu. Pandemi gibi bir felaket yaşadık ve bu süreçlerin altından Düzce Kızılay olarak, yüzümüzün akıyla çıktık. Buna rağmen bazı arkadaşların ve köşe yazarlarının, Kızılay’ı zarara uğratabileceğimizle lgili endişeleri varmış köşe yazılarına taşıdılar. Keşke bu arkadaşlar burada olsaydı da cevap verebilseydik.”

Bina bugüne kadar neden kiraya verilip, Kızılay’a gelir sağlanmadı?

 Öncü Haber’den Savaş Arı’nın sorduğu, “Bu bina neden bugüne kadar kiraya verilmeyip, Kızılay Düzce Şubesi’ne bir gelir sağlanmadı” sorusuna Aydın, şu cevabı verdi:

“Burayla ilgili genel merkezin, niyeti ve arzumuz kan merkezi yapılmasıydı. Kan merkezi yapılması konusunda da bir proje hazırlandı. Süreç genel merkezin kontrolündedir ve genel merkez buranın kan merkezi yapılması konusundaki dönüşüm projesini Sağlık Bakanlığı’na da onaylatmış. Geçen yıl itibariyle genel merkez bütçesine, 30 milyon bütçe ayrılarak, buranın kan merkezine dönüşüm işlemi, normal şartlarda tamamlanmış olacaktı. Kerem Kınık başkanımızın ve devamında Genel Müdür İbrahim Altan başkanımızın görevden ayrılması ile beraber, içerde buranın kan merkezinin taşınması konusunda bir dirençle karşı karşıya kaldık. Bunun başka sebepleri de var, kavgaya ve tartışmaya sebep olamamak adına kamuoyuna açıklamak istemiyorum. Bu dinamikleri aslında Düzce Kamuoyu biliyor. Bunu engelleyen güçleri çok iyi biliyor arkadaşlar, buna engel oldular. Bu süreç devam ettiği içinde, bu aşamada binayı kiraya veremedik. Yoksa buranın hiçbir şekilde atıl ve boş kalması şeklinde düşüncemiz olmadı.”

“Keşke Ankara’da siyasi polemik konusu haline getireceğine yanımıza gelseydi”

Bina satışı ile ilgili CHP Düzce Milletvekili Talih Özcan’ın TBMM’de verdiği soru önergesine de değinen Aydın, “Sadece masa başında verdikleri demeçlerden hatırlıyorum. Keşke Ankara’da siyasi polemik konusu haline getireceğine yanımıza gelseydi. Davet etseydi giderdim. Ama böyle talep gelmedi. Bazılarının bunu belli yerlerde dedikodu yaptıklarını duyuyorum. Üzüntü duyuyorum. Kızılay iyilik çınarı bu harekete kimsenin zarar vermemesi gerekli. Güçlendirmemiz gerekiyor.  Haberler ortaya çıktığında açıklama yaptık. İhale sürecini manipüle etmiş olurduk. Belki de yasal sürecin dışına çıkmış olurduk. Düzce Kızılay ihale sürecinin hiçbir aşamasında olmadı. Kızılay Gayrimenkul Dedektörlüğü, Genel Merkez yürüttü. Nihai karar Kızılay Genel Merkezi verecek.   Ben hiç kimseden teminat almadım, pazarlık yapmadım. Alım konusunda da kimseye talep vermedi.  Ben Talih Özcan’ın yanıltıldığını düşünüyorum. Kızılay’ı zan altında bırakacak, siyasete alet edilecek açıklamalardı. Kızılay’ın temel ilkesi tarafsızlığıdır. Kimsenin arka bahçesi olmadık. Kızılay’ın ilklerine olarak yöneteceğiz.  Ulusal basında da yerle basında da ilan edildi. Yokmuş gibi davranmanın anlamı yok” ifadelerini kullandı:

ERZURUM: ASLINDA SÜREÇ DEVAM EDİYORDU

Muhammed Erzurum ise konuşmasında, "Kızılay’a yapılan muamelenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Basın kuruluşunun olayı manipüle edilerek ihalenin bitirilmiş gibi gösterdiler. Aslında süreç devam ediliyordu. Son günlerde fiyatların artması ihalenin mantığında var. Şirket merkezini oraya taşımak istiyoruz." Dedi.

ESEN: GİZLİ SAKLI OLMADI

Levent Esen de "Süreç gayet adaletliydi. Kızılay’a ve Erzurum’a hayırlı oldun. Gizli saklı bir süreç olmadı. Tüm Türkiye’nin katılabileceği bir ihaleydi. Bahsi geçen haber döneminde ihale süreci devam ediyordu." ifadelerini kullandı.

HABER: Savaş ARI

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.