Öne Çıkanlar dolandırıcılık Anadolu otoyolu maza KIRMIZI İbrahim Akyeloğlu

Bu haber kez okundu.

BAŞARI ÇITAMIZ GÜNDEN GÜNE YÜKSELİYOR

Düzce Üniversitesi Rektör Danışmanı, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi (GETAT) Müdürü Doç. Dr. Cengiz Tuncer, Öncü TV ekranları ve 100.2 Radyo Öncü Ortak yayınıyla geniş kitlelere ulaşan, Öncü TV Haber Müdürü Canan Üstüner’in hazırlayıp sunduğu ‘Güne Merhaba’ Programının konuğu oldu. Programda, Düzce Üniversitesi’nin gelişiminden, Rektör Prof. Dr. Nedim Sözbir’in çalışma performansına, Tıp Fakültesi Hastanesi’nin sağlık hizmetlerinden fakültelerde yaşanan revizyonlara kadar bir çok konuya değinen Doç. Dr. Tuncer, “Rektör hoca, sadece iş odaklı gidiyor, çok hiperaktif yani gerçekten yerinde duramıyor, gece 1-2 sürekli telefonla konuşuyoruz, sabah 08:00’de beraberiz çalışma konusunda tembelliği seven biri değil” şeklinde konuştu.

‘Rektör Hocamız TÜRKSAT ile yaptığımız protokol gereği İHA ve SİHA’larla ilgili destek çalışmalarını sürdürüyor’

Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir’in bilimsel araştırmalarının yanı sıra TÜRKSAT’la yaptıkları protokol gereği İHA ve SİHA’larla ilgili destek çalışmalarını sürdürdüğünü kaydederek, şu ifadelere yer verdi:

“Birincisi ben bir yandan rektör danışmanlığı, bir yandan Tıp Fakültesi Dekan Yardımcılığı, bir yandan da hastanede başhekim kadrosuna destek oluyorum.  Artı bir de tabii beyin cerrahisi birçok işi yürütmeye çalışıyorum, ama rektör hocanın biz ilk daha bir araya gelip yaptığımız toplantıda bana çok güzel bir sözü olmuştu, ‘Bana biat etme, kuruma aidiyetin olsun. Bu kurum kazanırsa sende kazanırsa ben de kazanırım, bu kurum prestij yaparsa bizim başarımız olur. Kendi kişisel isteklerini öncelikle bu kurumu düşüneceksin.’ dedi. Kurum üniversitenin tamamı sadece hastane olarak değil, bilimsel alanda ciddi akademik yayınlar yapsın, geçen TÜRKSAT’la yaptığımız protokol, İHA, SİHA ile ilgili destek çalışmalarını sürdürüyor hocamız. Burada gerçekten akademik anlamda üniversitenin tamamında bir farkındalık oluşturma peşinde. Gerçekte yönetici olarak, insan olarak, hoca olarak da tam böyle babacan tavrı var. İnsan dinlemeyi seviyor. Rektörlük binasında bir bakıyorsunuz sabah 08:30’da asansörü kullanmayıp merdivenlerle herkese ‘Günaydın’ diyerek çıkıyor. Kenarda, altta kalmış insanları tekrardan idareye kazandıralım, onlardan yine verim elde edelim diye çalışmaları var.”

“Devlette her zaman devamlılık esastır”

Düzce Üniversitesi’nde yaşanan revizyonlara da değinen Tuncer, şöyle devam etti:

“Benim burada artık Düzceli olmamdan dolayı gerek basın gerek esnaf çevremden dolayıyla da hocaya bende bu konuda destek oluyorum. Hani mesela biz tıp fakültesine bir sürü öğretim üyesi aldık, aldıklarımızın hiçbiri bizim daha önce tanıdığımız insanlar değildi. Oturduk yayınlarına baktık, geçmişi ile ilgili acaba sıkıntılı bir durum varımı onları araştırdık, bölüm hocalarına, “siz bu arkadaşlara çalışabilirmişsiniz, ekip olabilirimsiniz?” Sorusunu sorduk. Bu kimin oğlu ve bu kimin kızı diye bakıp almıyoruz. Biz gerçekten hastaneye daha doğrusu üniversiteye değer katacak mı, o ekibe uyum sağlayacak mı buna bakıyoruz? Rektör hoca, sadece iş odaklı gidiyor, çok hiperaktif yani gerçekten yerinde duramıyor, gece 1-2 sürekli telefonla konuşuyoruz, sabah 08:00’de beraberiz çalışma konusunda tembelliği seven biri değil.  Aslında biz birkaç ay önce tüm fakültelerin fakülte sekreterlerini değiştirdik. Birini görevden almadık, sadece görev değişikliği yaptık. Yeni gelen ekip hem kendini ispatlamak hem de hata yapmamak için daha titiz araştırıyor.” Biz başka bir değişiklik yaptık, müdür, müdür yardımcıları. Herkes şunu söyledi, “devlet her zaman 18 yaşında, devlette her zaman devamlılık esastır. Bizden sonra gelen arkadaşlar bizden daha iyi yapacaklardır.” Bu bir bayrak yarışı, bu hizmeti daha üst noktaya taşım yarışı aslında.”

“Tıp Fakültesi Hastanesi’ne gelen şikayetlerin önüne geçtik”

Rektör Prof. Dr. Nedim Sözbir’in göreve başlamasının ardından Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim, Araştırma ve Uygulama Hastanesi ile ilgili şikayetlerin önüne geçmek için çalışma yaptığını ifade eden Tuncer, “Bizden önce, Ömer hocalar, Nigar hocalar zamanında gerçekten çok ciddi emekler harcandı. Özelikle pandemi döneminde Ömer abinin başhekim ve aynı zamanda da göğüs doktoru olarak vermiş olduğu çaba inanınki göz ardı edilmez. Çok ciddi emekler verdiler. Ama Ömer abi, “Ben yoruldum” diyordu. Bizde bir değişim yapalım dedik. Yoksa Ömer abimizim bizim yoğun bakımdan sorumlu hocamız. Yine beraberiz yine istişaremizi yapıyoruz. Ama bazen dışardan 3. Göz, geniş açıyla bazı şeyleri daha iyi görür, ayrıntıları daha net yakalar, şu anda biz biraz onun peşindeyiz. Bize de CİMER’den gelen şikayetler yoğundu, üniversiteye gelen şikayetlerin yoğunluğunu hastane oluşuyordu. Sonuçta bu hastane canlı bir organdı, 24 saat yaşıyor, insanlara hizmet ediyordu. Bize gelen en çok şikâyet, mesai dışı öğretim üyesi muayyenleriydi. İnsanlar,” paramız yoksa muayyene olamayacak mıyız” derdi.  Bu noktada 2 mevzu var 1.’si zaten Devlet mesela tümör ameliyatlarında para alamazsın demiş. Şimdi normalde yeni rutinden önce sabah erkenden başlayan bir mesai dışı öğretim üyesi muayenesi birde birçok hasta “param olmazsa şu hocaya ameliyat olamıyorum” diyorlardı. Biz şöyle bir uygulama getirdik: “veznemizi saat 3’te açacağız” dedik. Vezne sayımızı 1’den 3’e çıkardık, birde elektronik vezne açtık. Vatandaş şu anda EFT ile parayı gönderip direk muayenesini olabiliyor. Ayrıyeten en önemli yaptığımız uygulama şu oldu, hocalara 1’e 1 diye bir oran getirdik, dedik ki sen bir tane paralı yapıyorsan, bir tane bedava yapmak zorundasın” ifadelerini kullandı.

“Civar illerden gelen vatandaşlar bizim hastanemizde muayene oluyor”

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim, Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin civar illerden muayene olmak isteyen hastaların tercih ettiği bir kurum haline geldiğinin altını çizen Tuncer, “Bolu, Ereğli, Alaplı, Zonguldak’ın bir kısmı, Karasu, Hendek, Sakarya’nın bir kısmı bizde. Çok geniş hitap ediyoruz. Bu hizmeti yaparken spesifik, yan dal hocalarımızın olması çok önemli. Spesifik dallardan dolayı hastane dışarıdan çok ciddi anlamda hasta çekiyor. Başka illerde hastanelerde gerekli ilgiyi görmemiş ya da doğru tanı koyulduğuna inanmayan insanlar ‘Bir de size göstermek istedik.’ diyorlar. ‘Duyduk, doğru tanı koyuyormuşsunuz.’ deyip bizden görüş alıyorlar, ‘Sizde ameliyat olmak istiyoruz ya da tedaviye burada devam etmek istiyoruz.’ diyorlar. İnsanlar, ‘Niye Bolu’ya gidiyoruz da muayene farkı ödemiyoruz?’ diyorlar. Bolu afiliye oldu. Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir hastane statüsüne geçmiş. Bu statünün idareye çok büyük katkısı var, üniversite gelir dengesiyle uğraşmıyor, harcamalar Sağlık Bakanlığı ya da İl Sağlık Müdürlüğü üzerinden alınıyor. Ama zararı da var, akademisyen hocaları burada tutamayız. Hocalar, ‘Buraya yayın yapayım, öğrenci yetiştireyim diye geldim, devlet hastanesi, eğitim araştırma hastanesi gibi çalışma temposuna gireceksem burada durmama gerek yok.’ diyor. Üniversitede öğretim üyesi tutmak çok zor. Bizim akademisyenlerimiz, İstanbul’da özel bir hastaneye gitseler aldıkları paranın çok daha fazlasını alırlar. Çok iyi doktorlarımız gitti. Nedim Hoca’nın döneminden sonra ayrılan 2 hoca var, üzülerek ayrıldılar.” açıklamalarında bulundu. 

HABER: Savaş ARI

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.