Ama maalesef her zaman kedi kaymak yemiyor, ilk yapılan rekolte tespitlerine göre 2015 sezonunda sahil kesimlerinde fındığın az olduğu ,içerilere gittikçe daha pozitif bir tabloyla karşılaşıldığı ifade ediliyor. Yıllardır babadan oğula fındık ticareti ile uğraşan Selami Yapıcı arkadaşımız , Gürcistan’a kadar gittiğini söyliyerek yukarıdaki tespitleri doğruluyor.
Bu bilgileri sizinle paylaşırken tabiiki gaye sizleri korkutmak değil, sadece dikkatleri belli noktalara çekmek.
Benim tespitlerime göre Akçakocamızda fındıkçılık son birkaç yıldır daha bilinçli yapılmaya başlandı, öncelikle bir ayrışma belirgin biçimde ortaya çıktı ,o da şu; bu işi becerip yapamayıp çaresizlik içinde tarlalarını yarıya verenler,diğerleri ise benim işim bu ,zatende başka seçeneğim yok ,tarlama bakarım fındığımı toplarım ,işte bu mantıkla yola koyulanlar ,zaman içinde yol almaya başladılar, gerek yılların deneyimi gerekse yeni bilgi paylaşımlarının daha kolaylaşması ,bakım,toplama gibi maliyetlerin aşağıya çekilmesine neden olabilecek teknolojilerin artık kullanılabiliyor olması sektörde umut vadetmeye başladı.
Eskiden hatırlarım tırpan yapmak için haftalarca çalışılırdı,şimdi ise bir kişi on dönüm yer bir günde yapılabiliyor, fındık ayıklamaya gelince ,o başlı başına bir kültürdü, aylarca konu komşu birbirlerine yardımcı olur ve fındık harmanı yapardık ,şimdi ise patoz ile birkaç saatte iş bitiyor.
Fındık sektöründe bu olumlu gelişmeler halka yansımış vaziyette ancak en büyük sorun ,ürünün fiyatının dünya fındık rekoltesine bağlı olarak bir yıldan diğerine göre yüzde yüz belkide daha fazla değişebilmesi,birde buna Hamburg fındık borsasındaki spekülatörlerin elleri değdiğinde vay haline fındıkçının.
Ülkemize direk döviz girdisi sağlayan bu değerli ürünün hakettiği ilgi ve alakayı görebilmesi için neler yapmalıyız? Bizlerin yapması gereken, daha iyi organize olmalıyız, bu hem üretim hemde ürünümüzü en iyi şartlarda pazarlamamız açısından önemli, bu konuda odalar ,birlikler ,kooperatifler kurmalıyız ama sadece kurmak değil birde onları yaşatmakla mükellefiz.
Maalesef bu konuda çok eksiğiz, insanlar oda seçimi olduğunda hararetle konunun takipçisiler ama ondan sonra bir dahaki seçime kadar yoklar, bu kuruluşların verimli çalışmalarından yararlanmak yerine,yok silah ruhsatı almak yada falanca kuruluşun başkanı yada yöneticisi desinler diye buralarda yer almak zihniyeti var.
Değerli hemşerilerim en önemliside bizleri yöneten ve fındık politikalarını belirleyen hükümetimiz yetkililerinin bizlerin sesini duyabilmesi ,işte bu nedenle haziran seçimleri herkes için önemli ancak fındık üreticileri için bir okadar daha önemli. Bölgenin sorunlarını bilen,rahat erişebileceğimiz , fındık politikalarının belirlendiği düzeylerde bizleri temsil edebilecek adaylara oy vermek hepimizin yararına olur diye düşünüyorum.Kalın sağlıcakla. S.TEZEL