KILÇIK

Dindar dendiğinde laik kesimin gözünde canlanan imaj da büyük bir yanılgı söz konusudur. Maneviyattan uzak bu maddecilerin özden fazla şekle ve görüntüye bakarak insanların ne kadar dindar olduğunu saptamaya çalışmak hatalı sonuçları da beraberinde getirir.Ülkemizdeki Ortadoğu ve Arap düşmanlığı da hatırı sayılır derecede olunca; dindarlık,malum kesim tarafından  ülke gelişimine engel,en aza indirilmesi gereken,olumsuz sonuçlar doğuran bir karakter yapısı olarak tanımlanıyor.Peki ’’Hayır ne istediğine kendi karar veren bir nesil istiyoruz.’’diyen sözde özgürlükçüler günümüzdeki durumdan çok memnun olmalılar ki 80 sonrası küreselleşme tabanlı Amerikan emperyalizmi ile eskiye oranla daha yozlaşmış olan bu gençliğin(ki bu bizler oluyoruz)dindarlaşamaması için elinden geleni bireycilik adı altında yapmaktan çekinmiyorlar.yaklaşık 20 yıldır uygulanan ‘’bırakınız yapsınlar,bırakınız geçsinler’’liberal anlayışıyla kendi kararlarını veren gençlerin durumu ne halde?

Adalet bakanlığı ceza ve tevkif evleri genel müdürlüğü 2014 verilerine göre 1994-2014 arasındaki nüfus artışı %26 iken tutuklu ve hükümlü sayısındaki artış %400 seviyelerine ulaştı.1994 yılında 38,931 olan tutuklu sayısı 2014 ekim itibari ile 152,335’e ulaştı. Geçmiş yıllara göre tutuklu ve hükümlü olarak ceza evlerinde bulunan çocuk ve gençlerin oranı %40 artış gösterdi. Emniyet Genel Müdürlüğü 2014 verilerine göre geçen seneye oranla Bonzai kullanımı %38,genel uyuşturucu kullanımının %17 arttığı tespit edildi ve ölenlerin %80 15-29 yaş aralığında olduğu saptanmıştır. Görüldüğü üzere sizde takdir edersiniz ki bu veriler özgürlükçü politikaların sonucunda oluşmuştur. Bu sözde özgürlükçü politikaların memleket ve gençliğin menfaatine olmadığı apaçık ortadadır.

Özgürlükçülerin gözden kaçırdığı nokta gençlerin duran olmadığı, arayış içinde olduğu gerçeğidir. Bu durumda ki bir genç sağlam bir ahlaki temeli ve milli bilinci olmadığı müddetçe emperyalizme yenik düşüp topluma yabancı kalmaya mahkumdur. Topluma yabancılaşmanın akabinde yaşça küçük diğer gençler üzerinde olumsuz etki bırakmakta üzüm üzüme baka baka kararmaktadır.Özgürlük,laik eğitim,çağdaşlık diyerek kendi benliğimizden çıkıp sapkınlığa sürüklenmekteyiz.

Öyle ise yapılması gereken Müslümanlık inancında samimi olup, kabuğa değil öze önem veren nesiller yetiştirecek devlet politikalarının hayata geçmesidir. Millet olarak köklü geçmişe sahip olmamıza rağmen batı hayranlığına sürüklenen gençlerimiz bu politikalar sayesinde ecdadını tanıyıp kendi özüne dönecek ülkemizin geleceği için gelecek vaat edecektir. Tabi ki en önemli olan nokta kendilerini biz aydınlar,biz çağdaşlar diye ifade eden vatan sahibiymiş gibi tutum sergileyen kesimin çirkin ellerini ülkenin geleceği olan gençlerin üzerinden çekmesini umut ediyoruz… 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
81.5 10 yıl önce

bugün tek üst olarak bildigim seyit abimin bu yazisindan dolayi tebrik eder ve yolunun acık olmasını dilerim .

Avatar
Acaba 10 yıl önce

acaba kim kimin üstüne el atmış,kimsenin kimseye karışmaya hakkı yoktur eğer o kişi çevreye zarar vermiyorsa,ayrıca unutmayalımki birşeyi yasak etmek o şeyi dahada özendirir

Avatar
acep 10 yıl önce

etrafına zarar vermediği için kötü durumları yapabilir fakat kötü olan şeylere engel olduğu için buna karışmaması gerekiyor öylemi "acaba"?