Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, Öncü TV ekranları ve 100.2 Radyo Öncü Ortak Yayını ile geniş kitlelere ulaşarak Düzce’nin gündemini belirleyen Yorumlu-Yorum programında, Düzce’de konuşulmayanları gün ışığına çıkartmaya devam ediyor.
Programın son bölümünde Ünsal, Marmara Çimento Fabrikası’nın 8 yıldır ruhsatı olmadığını, ilk kez Düzce kamuoyuna duyuran isim oldu. Ünsal, firmanın bugüne kadar deneme süresini bahane ederek, ruhsatsız çalıştığını kaydetti. Firmanın ayrıca, fabrikanın hemen yanı başında bulunan 13 dönümlük hazine arazisini ihale ile almak için harekete geçtiğini söyleyen Ünsal, yaptığı hamle ile ihaleye girerek söz konusu araziyi kendisi alan Yığılca Belediye Başkanı Selami Savaş’ı tebrik etti.
“8 yıldan beri bu fabrikanın ruhsatı yok”
Marmara Çimento’nun almak istediği hazine arazisi ihalesinin perde arkasını anlatan Ünsal, “Yığılca'da Metin Bey vardı. AK Parti'de, bir zamanlar hızlı siyaset yaptı. Bir çimento fabrikası hayaliyle beraber, buraya bir fabrika kurulması gündemdeydi. Bu fabrika yıllık 5 milyon ton çimento üretiyor. Ciddi de bir rakam. Tozuyla, dumanıyla, üretimiyle, bu memlekete ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Fakat 8 yıldan beri, bu fabrikanın ruhsatı yok. Deneme üretimi, deneme üretimi… Bu fabrikanın kenarında 13 dönüm bir arazi var, hazine arazisi. Bir inşaat yapılmış bu hazine arazisine, bu fabrikanın inşaatı yansımış ve burası satışa çıkarılıyor. ‘Burayı biz almak istiyoruz.’ diyorlar. 22 milyon gibi bir bedelle bu ihaleye çıkıyor. Fakat bunlar yüksek görüyorlar fiyatı, girmiyorlar ihaleye. Fakat Yığılca Belediye Başkanı Sayın Selami Savaş, Metin Yerlikaya'nın o zaman ‘memleketi kurtaracağım’ dediği fabrikanın yanındaki alanı satın alıyor. Dananın kuyruğu bundan sonra kopuyor. Fabrika, şirket yöneticileri burayla ilgili itirazda bulunuyorlar. Ancak ihaleye girmediklerinden, bir hakları yok. Buranın ilk ihaleye çıktıktan sonra değeri yüzde 40 düşüyor, daha uygun alacaklardı, alamadılar. Selami Savaş burada bir yiğitlik yapıyor tabiri caizse. Burayı alıyor, bu fabrika çalışıyor. Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanan bir Sarıkaya Mağarası var. Mağaranın tepesini, kenarını, köşesini dinamitlerle oyuyor. Burada bir maden çıkarıyor. Havaya saldığı toz ve toprak, bütün Yığılca arısının alanını daraltıyor. Günde 200’e yakın kamyon yük taşıyor, belediyenin yaptığı yollardan geçiyor. Ama gerek Düzce'nin, gerek Yığılca’nın hiçbir şekilde hiçbir sosyal projesine katkı sağlamamak da direniyor bu fabrika.” dedi.
“Konuralp’teki antik kente bir fayda sağlayamaz mı?”
Ünsal, devletin tüm imkanlarının bu fabrikaya sunulduğunu, buna rağmen firmanın Düzce adına hiçbir şey yapmadığını dile getirerek, “Bütün memleketin imkanları sunulmuş, devlet teşvik etmiş. Allah'ın en çok sevdiği kullar cömert kullarıymış. Devlet bütün cömertliğini gösterip, liman yapma hakkı da vermiş. Limana kendi malını orada ürettiği malı geçirmek, için karayolu da açıyor. Burada ne hacıya, ne hocaya, ne memlekete, ne dervişe, ne berduşa tabiri caizse hiçbir faydası yok bu işletmenin. Mesela kazı yapılıyor, üniversitenin oradan başlatıp, Faruk Özlü'nün büyüttüğü Konuralp’teki antik kente bir fayda sağlayamaz mı? Bunlar çarpmayı, çıkarmayı, toplamayı biliyorlar. Bölmeye gelince şaşırıyorlar. Düzce'deki birçok firma böyle. Bugün Düzce'de bu tarihin ortaya çıkması, bu memlekete yerelde ve genelde büyük bir hizmet değil mi? Niye yanaşmıyorsunuz? Yığılca'da 200 tane kamyon geçiriyorsunuz, belediyeye ne faydanız var? Bunun gibi birçok yer var. Bunlar, mutlak ve mutlak değerlendirilmeli. Buna rağmen, bu işletmenin ruhsatı yok. Vatandaş Niyazi, bir tane kuru temizleme dükkanı açsa, ruhsat yokken 3 günde mühürlüyorlar. Burada ruhsatsız çalışıyor. Bu nasıl olacak?” ifadelerini kullandı.