“Sadullah’ım Akçakoca ya geliyorum. İlçe Başkanı ile birlikte iftar yapacağız. Buyur sende katıl” dedi.
Bende bu davetten onur duyacağımı söyleyip iftarın nerde yapılacağını sordum.
Erbay” Biz halkın vekiliyiz halk en çok nerde varsa orda yapılacak sen ilçe başkanından yerini öğren ben yola çıktım” dedi.
Neyse ilçe başkanını bir kuyumcu dükkanında her zamanki hasbihali ile buldum. Gayet samimi ve safça vekille iftar programının nerde olacağını sordum.
Bana verilen cevap” yok ya vekil falan gelmiyor. İftar programı yok nerden çıkardın” dedi.
Şaşırdım bu yaklaşıma. Biz Beyörenliyiz ya yerli saf manav. Ya dedim vekil aradı şimdi halka en açık yerde iftar yapacakmışsınız.
Başkan yine aynı modda” ha öylemi gelsin bakalım” deyince çağırılmayan yere simitçi ile pastacı gider misali vekilin davetine rağmen iftara dahil olamadım.
Olayın Yaşandığı tarihte Osman Çakır Arabacı Köyü İlköğretim Müdürlüğü kadrosunda vekaleten Sosyal Hizmetler il müdürlüğü makamında vekaleten görevlidir.
O günler de İl Milli eğitim müdürlüğünde müdür yardımcıları kadroları belirlenecek günlerdir.
İlçe başkanın abisi Akçakoca İlçe Milliği Eğitim müdürlüğüne vekaleten atanmış müdürdür.
İftar yemeğinde mutlaka iftar sohbetine Ramazan ayının kutsallığına uygun bir iştişare yapıldığını düşündük o günlerde.
İftar halka açık değil halka özel olacak şekilde bir evde tertip edilir.
Be tertipten sonra ki günlerde ise enteresan bir gelişme olur.
Ömer Ezer vekaleten Akçakoca Milli Eğitim Müdürlüğüne devam ederken asaleten İl milli Eğitim Müdür yardımcılığı kadrosuna atanır.
Aradan yıllar geçer. Sayın Erbay vekil seçilemez. Sayın Çakır vekil seçilir. Erbay’ın şu sözünü unutmam ”Ya bilseydim Osman Çakır’ı Milli Eğitim Müdürü yapardım” derdi.
Aradan aylar yıllar geçti. İlçe başkanı ile vekil arasında soğuk rüzgârlar esmeye başladı. O günlerde eski Vekil Celal Erbay Akçakoca’ya gelmişti. Telefon edip” Sadullah’ım sana geliyoruz çayları söyle” dedikten sonra eski vekili beklemeye başladık.
Erbay ilçe başkanı ile birlikte büromuzu ziyaret edip bizleri onurlandırdı. Hasbihalden sonra iyi dileklerle işyerinden ayrılırken bir vatandaşla sohbete daldı. Zamanın ilçe başkanı kulağıma gelip” Sakın bizim Erbay la ziyaretimi ziyaret fotolarımızı yayınlama. Ne olur ne olmaz senden özellikle rica ediyorum” dedi.
Bizde Dönemin belediye Başkanı Fikret Albayrak’ın eski adıyla Ceneviz yeni adıyla Sky Tower Otel olan binanın yıkılması için basına demeç veren başkan için” Siyasette en büyük kozumu bu başkanı görevden alanlar elimden aldı. Bu kadar büyük hizmeti görme geniş görüşlülük olmayan biri ilçe başkanı ve ben başkan adayı olacaktım. Keşke görevden alınmasaydı” dediği başkan?!!! Dan dan bahsediyorum.
Ne garip değil mi.
Evlerde özel ihtimam ve ilgi ile misafir edilip mübarek bir ayda mübarek hasbihaller ettiğin vekille bir arada bile görmekten imtina ediliyor.
Sky Tower otel inşaat aşamasındadır. Dönemin ilçe başkanı ile şimdiki vekil akşam yemekte sabahta kahvaltıda otelin sahipleri tarafından ağırlanır.
Hasbihalin içinde inşaat süresince Fikret Albayrak ın tüm riskleri alıp inşaatın bitirilmesi için yetkisini kullanmaktadır.
Bu yetkiyi kullanırken inşaatın bir kısmının projesi hazır imza aşamasında ama inşaatın devam ettiğini otelin ortağı söyleyip” Allah Fikret Başkandan razı olsun. Bize her türlü desteği veriyor. Birkaç güne şu alanın ruhsatı onaylanacak. Ama başkan ruhsatı beklemeden inşaatın yapılması için bize müsaade etti” diye ağzından bir söz kaçırır.
Neyse vekille başkan kahvaltıyı bitir otelden ayrılır.
Öğleden sonra imar iskan il müdürlüğü ekipleri gelip ruhsatsız devam eden inşaat için yasal müeyyideyi uygulayıp 200 bin lira civarında aykırılık cezası keserler.
Binanın yıkılmasını isteyen bunu başbakana kadar mal eden devrin diplomat vekilinin de bu düşüncede olduğunu söyleyen başkan gider o otelde kahvaltı yapar. Gider o otelde toplantılara katılır. O otelin önünde fotoğraf çektirir.
Bugünlerde kulağımıza bir oyun kurucularının kurguladığı senaryo geldi.
Senaryoya göre Belediye Başkan yardımcısı Ali Direk kısa zaman sonra enterne edilerek yerine Büyük abi de kabul gören Suat Madenci beyin getirileceği iddiaları bana yukarıda anlattığım oyunların senaristlerini hatırlattı.
Hani Chp nin Ahmet abisi vardı. Başmüfettiş olan abi. Hani bir olur imzasıyla Akçakoca Belediyesinin bütçesinin beş katı oranında rakamlara imza atan Ahmet Göral abi.100 milyon(Trilyon) na imza atıp yüz kuruşu olmayan Yukarı Mahalleden Ahmet Göral abi varya işte o.
Fikret Beyinde Chp ninde vitrindeki en karizmatik en dürüst en vizyonlu adamı.
İşte o Ahmet abi Akçakoca da senaryo yazanların Belediye koridorlarında gezenlerin dümen suyuna gitmeyen Ahmet abi. Senaryosu rolü bir yıl sürdü. Bir yıl sonra Koskoca başmüfettişi kapının önüne koyuverdiler.
Şimdi Ali Abi senaryosu yazılmaya başlandı.Ali abi hangi olurları olmaz etti. Hangi olmazları olur etti bilinmez.
Senaryoyu yazanlar ilhamı vicdanlarından mı cüzdanlarından mı yoksa başka bir yerlerinden mi ilham alarak yazdılar bilinmez.
Bilinen bir gerçek var ki niyeti hayır olanın akıbeti hayır, şer olanın akıbeti de şer oluyor.
Bu anlamda Cüneyt başkana kimse kül yutturacağını sanmıyorum. Başkası olmayıp kendi olan bugüne kadar elinde metre ve teraziyle boy kilo ölçme işlemlerini bitiren Başkan Yemenici Belediyenin koridorlarında kimin ne amaçla gezdiğini,koltukları kimin ne niyetle oturduğunu bilecek kadar samimi bir o kadarda meselesine hakim.
Bu ilçede devler cüce cüceler dev olunca it izi at izine karışıyor.
Meseleyi bir fıkra ile bağlayalım.
Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl
belirliyorsunuz?
Doktor:
Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç sey
Veriyoruz.
Bir kaşık, bir fincan ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl
Boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz.
Siz NE yapardınız?
Adam:
OOO! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova
Kaşık ve fincandan büyük.
Hayır, der doktor.
Normal bir insan küvetin tıpasını çeker.
Şimdilik bu kadar oyun kurucuların hikayeleri bizde bitmez.Sizde merakla oyuncuları senaristleri ve başrol oyuncularını öğreneceksiniz. Napalım arz talep dengesi bu.
şahane bir yazı tşkkürler bence daha fazla saldır kimseden korkma sen sivil toplumun gazeteci başkanısın..