YÜKSELENLER…
Nursen Yanmaz: Belediye Başkanı… Eşi.
Yıl 1989 yazıydı. ‘Git’ diyorlardı onlara. ‘Evini barkını toprağını asırlardır vatan edindiği yurdundan git.’ dediler. Gelmek zor oldu ama kader onu Okan Yanmaz’la buluşturdu. Bulgar’ın zulmünden kaçtığı çeyrek asırlık hayat yolunda yol arkadaşı Okan Yanmaz’dan bir kırıcı söz bile işitmeden huzuru kucakladı.
Evlilikleri ve birbirlerine bakışlarında herkesi kıskandıracak kadar samimiyet, çevresindekileri imrendirecek kadar mutluluk baki oldu ve onları sarıp sarmaladı.
Çeyrek asırdan fazla incelmeden inceltmeden, kırmadan dökmeden bir yaşamın tarihini yazdı Nursen-Okan Yanmaz çifti. ‘Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır’ misali yirmi yıllık mücadeleden sonra 2019 yılında belediye başkanı yaptığı eşini yalnız bırakmadı.
Diğer başkan eşleri gibi evinde oturup sosyal faaliyetlerde bulunmak yerine emeğini verdiği külfetine katlandığı siyasi mücadele ‘Başkanın eşi’ başkan kadar emek veren iradeyle bugün belediyede yetki olarak “hiç” olmasına rağmen “etki” olarak her şey oldu. “Hanımın çiftliği” sözüne aldırış etmedi, işe girecekleri çıkacakları titizlikle takip etti. Sabah güne Başkan Yanmaz’la belediyede başladı, geceyi aynı performansla başkanla bitirip evine çekildi. Bu satırlara sığmayacak kadar özellikleri olan Başkan eşi Nursen Yanmaz’ı yükselenler birinci sırada değerlendirdik.
Erol Solak: Akçakoca’nın potansiyel belediye başkanı
Adeta yıllanmış şarap gibi yılların eskitemediği yıllandıkça kıymetlenen bir kişilik. Her ne kadar yaş haddinden dolayı ticari ehliyetleri araç kullanamayacak hale gelse de yaşının tecrübesinin ve geçmişte ilçeye kattığı birikimiyle potansiyel belediye başkanı olarak gündemden bir adım geriye kalmadı. Kalmadı demek az gelir bugünlerde belediye başkan adaylığıyla kulislerin en çok konuşulanı oldu. Akçakoca’nın tecrübeli, vakur, abilik yapabilecek başkana serum gibi ihtiyacı olduğu şu günlerde Erol Solağı Akçakoca’ya abilik yapma borcunu ödemesi gerektiği dilden dile dolaşmaya başladı. Festival ve Akçakoca’nın tanıtımı onunla başladı. Onunla Nirvana’ya çıkacağı günleri bekliyor. O, 31 Mart Seçimleri’ni Akçakoca seçmeni de onu bekliyor. Akçakoca’nın ikinci sırada yükseleni olmayı da hak ediyor.
Burçin Sarıcan: Düzce Belediyesi Kültür Müdürü
AK Parti Gençlik Kolları başkanlığında başladığı siyasete İbrahim Tatlıses’in demir bükerken sesinin keşfedilmesi misali mahalle pazarında annesinin Dr Faruk Özlü’ye sitemi sayesinde Özlü tarafından keşfedilip belediye kültür İşleri müdürlüğüne kadar getirildi. Sempatik ve zeki kişiliği ve sorunlara kısa çözümler bulması ile bilinen Sarıcan “Her derde deva” olma modunda iken çok derde deva olamamanın kadersizliğini yaşasa da Düzce’de Akçakoca’nın temsilcisi gururu olma algısını kendisinde de çevresinde de yaşıyor. Son olarak Akçakoca festivalinde desteklerinden dolayı ödül alınca başı göğe erer gibi mutlu oldu. Biz de bu göğe ermeyi taçlandırıp yükselenler üçüncü sırada değerlendirdik. Hayırlı olsun.
DÜŞENLER…
Cüneyt Yemenici: Önceki dönmem belediye başkanı
Genç yaşta beklemediği bir makama gelmenin zafer sarhoşluğu ile beş yıllık görevden sonra millet onu hasada çekti. “Yandım, piştim, oldum” desin diye tecrübesiz başkanı beş yıl tecrübe kabında yaktı, kavurdu, olgunlaştırdı. Beş yıl başkanlığı döneminde kimse akçeli bir iş yaptığını ne söyleyebildi ne de iddia edebildi. Yemedi yedirmedi, gülmedi güldürmedi. Hep üretmeye, ilçesine katmaya gayret etti. Gençliğin verdiği tecrübesizlik geleceğin verdiği heyecanla makamlara gelmenin niyetini, gidenin heybetini unutup dersini almak üzere ezbere tecrübeye çekildi. Sen doğru ol, doğrular seni bulur niyetiyle hizmet etti ama doğruyla eğriyi, denge ile hakikati görevi senasında göremeyince kenarda beklerken pavyon peydahlamalarının diline dolandı sözüyle seviyelerine inmek zorunda kaldı. Genel seçimlerden sonra ilçesiyle ilgili fikrini söyleyince geçmişi sorgulanır hale geldi. Sabret oğul vaktinden önce çiçek açmaz nasihatini dinleyip çiçek zamanında çiçek açarken gübreleri dibine değil kafasında gördü. Biz de Yemenici’yi düşenlerde tek geçtik.
Limana Gidenler.
Yüksel Yılmaz: Belediye başkan yardımcısı
Hani Kemal Sunal’ın filminden hatırladığımız bir mazlum karakteri vardı. Yüksel Yılmaz’ı bu karakter hem tanımlıyor hem anlatıyor. Muğla’dan gelip belediyede veterinerlik yapıp Okan Yanmaz’la 15 yıla yakın zamandır siyasi yol arkadaşlığı yapan Yılmaz, “Mazlum” diye anılıp bilinecek halleriyle hafızalarımıza kazındı. Kimilerine göre ateşi tutmak için bir maşa, kimilerine göre necaseti taşımak için bir kürek, kimilerine göre tozu süpürmek için süpürge, kimilerine göre stres atmak için element, kimilerine göre itilmiş, kimilerine göre kakılmış, kimilerine göre de sorunu oluşturup aynı sorunu çözen adam. Okan Yanmaz’a göre bulunmaz ve bulunamayacak hint kumaşı kadar kıymetli. Mezarlıklar vazgeçilmezlerle doluyken vazgeçilmez hale gelen başkan yardımcısı bu özverisiyle hastalıkların hastası oldu. Yanmaz’a göre eczanelerde bulunmayan ilaç olan mazlum yüksel kelin ilacı olsa kendi başına sürer misali kendine çare olamadı. Biz de kendisini limana gidenler birinci sırada değerlendirdik…