Dün akşam (28 Ocak) saatlerinde sosyal medyada AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir'in hesabından bir paylaşım gördük. İlerleyen saatlerde de paylaşım teyit edildi. Düzce Milletvekili ve Kadın Kolları Genel Başkanı Ayşe Keşir’in görevi devrettiği ile ilgili bir haber. Bu haber Düzce kamuoyuna düştüğünde farklı farklı yorumlarla beraber bizim arkadaşlarımız haber merkezi dedi ki; “Ayşe Keşir’e Bakanlığa giden yol açıldı.” Doğrular farklı farklıdır ama doğru bir tanedir. Bizim bu yaptığımız haberle ilgili gerek insanlardan gerek sosyal medyadan gerek birebir iletişimlerde, “Düğün yok, bayram yok, ne oluyor?” gibi bir hava oluştu. Bizim çok kullandığımız kelimeyi bize kullandılar. Dediler ki ‘Sadullah 40 yıllık kani oldu mu yani? Ne oldu medyanız veya kuruluşunuz Ayşe Keşir’in bakanlık yolu açıldı diye haber yapıyorsunuz.’ Ne var bunda? Bizim Ayşe Keşir’i eleştirdiğimiz yer de var, onore ettiğimiz yer de var. Burada uzayan kol bizden olsun, Ayşe Keşir bakan olsun. Düzce için faydalı olur. Yazıyorlar, “Kadın kolları genel başkanıyken, milletvekiliyken ne yaptı da şimdi ne yapacak? Bakan olsa ne yapacak?” Milletvekilliği, Türkiye'de başkanlık sistemine geçmeden önceki statüde bir vekillik değil. O zaman Bakanlar Kurulu milletvekilliği ile belirleniyordu. Şu anda Ankara bürokrasisini bilmeyen, o bürokrasinin ruhunu anlamayan, çalışma prensiplerini bilmeyen milletvekilleri 3-4 senede meclisin anca odalarını öğrenir. Bürokratların, yeni gelen milletvekillerin her telefonuna çıkıp da her dediğini yapacak diye bir kaide yok. Eskiden etkiliydi ama şu anda o kadar etkisi yok. AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanı parti içiyle, siyasetiyle, partinin stratejileriyle yol alan bir yapı. İcra noktasında, hükümet noktasında sadece bakan veya üst seviyedeki bakan yardımcısı veya bürokrata rica minnetle yaklaşılabilir.
DÜZCELİLER DERNEKLERİ ATIL VAZİYETTE, HAREKETE GEÇERSE DÜZCE’YE FAYDA SAĞLAR
Bugün (29 Ocak) de grup toplantısında Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ayşe Hanım'ı taltif eden, onore eden bir ifadeyle yanına çağırıp da kendisine teşekkür etti. Hatta bizim bir akşam önce attığımız başlığın teyidi gibi Ayşe Hanım'a bakanlık yolları sonuna kadar açılmış oldu. Ayşe Hanım partinin temelinden geliyor. 28 Şubat sürecinin sancılarını yaşamış bir yapıdan geliyor. Teşkilatın içinde Ayşe Hanım'a il başkanları, ilçe başkanları veya parti yöneticileri çok büyük bir muhabbetle sarılıyor. Ayşe Hanım bakan olursa aile ve sosyal politikalarından sorumlu olabilir, muhtemelen o konudaki ihtisası da o yönde. Düzce'ye çok büyük faydaları olur. Düzce'ye olur, Sakarya’ya olur, Zonguldak'a olur, bölgesine olur. Hepsinden önemlisi Düzce'nin kangren haline gelmiş bir hava kirliliği var. Hava kirliliği noktasında yerel yönetimin gücü, yönetimden aktarılması gereken birtakım kaynaklar ve kararlar var. Bunlar gelir. Kuzeybatı Çevre Yolu’muz var. Akçakoca Ereğli yolumuz var. Karasu Ereğli'den geldi, Zonguldak'tan geldi. Kocaeli tarafından geldi. Melenağzı-Karaburun arasında yol tıkandı. Çift yönlü duble yol dediğimiz bir yolumuz olmalı. Organize Sanayi Bölgeleri’miz yeniden yapılanma aşamasında. Bakanlar Kurulu seviyesinde takip edilmesi gereken Düzce'nin birçok sorunu var. Uzayan kol bizden olsun.
Ben bir şeyden bahsetmek istiyorum. Bu çok önemli. 90'lı yıllarda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek. Ayşe Hanım da o zaman Ankara Büyükşehir Belediyesi'de meclis üyeliği yaptığı yıllar. Düzce, Bolu milletvekilleri var. Ankara'da, İstanbul’da Düzceliler Derneği, Akçakocalılar Derneği vardı. Bu dernekler yılın farklı günlerinde, farklı organizasyonlarında üyeleriyle bir araya gelirdi. Enformasyon yapılırdı. Ankara'da, İstanbul'da, Türkiye'nin muhtelif bölgelerinde bulunan ast üst, bürokratlar, iş adamları, iş insanları, ticaret erbapları sosyal projelerin içinde bulunan insanlar, sivil toplum kuruluşlarının başında yönetici olan insanlar vardı. Formlar doldurulurdu, diyelim ki buraya giden Nazilli’de görevli bir memur, Düzce’nin şurasından diye bir bilgi paylaşımı yapardı. Bu bilgi paylaşımı ile beraber Ankara'daki, İstanbul'daki Türkiye'nin muhtelif bölgelerindeki Düzceli bürokratları bilirdik. Dönemin milletvekillerinin, belediye başkanlarının organizasyonuyla kaynaşır ve Düzce için bir şeyler üretirlerdi. Fakat bu dernekler, şu anda özelliğini kaybetti, birlikteliğini kaybetti. Gruplar noktasında bir atılım da yok. Daha önce Ankara'da herhangi bir kurumda görevli veya Türkiye'nin muhtelif bölgesinde görevli bir Düzceli hemşehrimiz olduğunda, “Bunu biz daha üst seviyeye nasıl taşırız, Düzce'ye nasıl bir fayda sağlarız.” anlamında bir yapı vardı. Bu yapı artık yok. Düzceli olan, Düzce'de doğan, büyüyen veya Türkiye'nin farklı illerinde, makamlarında görev yapan Düzceliler’i önce bir tespit etmemiz lazım. Bunu bilmemiz lazım. Çok faydalıydı. Birileri buna dokunmuştu. Necmi Hoşver döneminde olan bir şeydi. Nazmi Çiloğlu vardı milletvekili. Bunlar bundan dertlenmiş, organize ediyordu. Aynı şekilde Düzce'nin milletvekilleri ve siyasetçilerinin buna benzer organizasyonları mutlak ve mutlak düşünmesi lazım.
Düzce'ye fayda sağlanabilir. Düzceli bir bakanımız daha olursa milletvekili noktasında, Düzce bürokrasisi noktasında çok büyük aşama.
ÖZLÜ RAHATSIZLANDI ALLAH ŞİFALAR VERSİN, DUA EDELİM
Sayın Belediye Başkanımız Faruk Özlü iki günden beri tedavi görüyor. Allah Şafi ismiyle şifa versin. Memlekete hayırlı hizmetlerinin devamını nasip etsin. Ben buradan tüm dinleyicilerimize Faruk Özlü için ‘Geçmiş olsun’ dileğinde bulunmasını ve duasını etmesini istiyorum. Allah şifa versin. Ayşe Keşir inşallah bakan olur, Düzce’den bir bakan daha çıkar. Bizim yazmamızla bakan olmaz, yazmamamızla da bakan olmaz. Ama Düzce'nin Ayşe Keşir beklentisini dillendirmesi yüzde 1 etki olsa iyidir. Düzce kamuoyu ve basını olarak Düzce siyasetini, Düzce'den bir bakan daha olması için dillendirmemizde fayda var.